- Yaşadığın her yeni olayın anaktarı kendi boynunda! (s.141)
- ... Hemen her çağda iktidarlar, sarhoşlarla gizli bir anlaşma yapmış gibidirler. Konuşun, edin; meyhanede kalsın. Birazını da eve saklayın isterseniz. Ama sokağa, alanlara, işyerine, hele fabrikalara aslaa!..
- ... Taşları sürekli dönen bir değirmendir kafa dediğin, ya, evlat, arasına bir şey koymadın mı kendi kendini öğütür, sakatlanır.
- ... ? Yine başlamayın horoz dövüşüne, dedi. Bırakın şu Halk'tı Demokrat'tı kavgasını. Ortak çıkarlarınızı düşünün. Halkçı ol, Demokrat ol, sonunda işçisiniz. Bütün yük sizin sırtınızda... Demokratsın, ya da Halksın diye kimse size bir somun ekmek vermez. Çoluğunuzu çocuğunuzu da düşünmez. El ele verin; kardeş bilin birbirinizi, Halkçısına da soydurmayın kendinizi, Demokratına da...
- ... Binmediği eşeğin önüne ot kor mu o?
- ... Yararı olur böyle durumlarda. Bir şeyler okursun. Dalar gidersin. Her şeyi unutursun çoğu kez. "Sadece okumaya yarıyorsa kitaptan iyi afyon yok!.."
- ... Mutluluk da yorar insanı. Pırıl pırıl bir ırmakta yüzüyorsun, mutluluk dediğin bu. Bir kıyıda, bir dönemeçte arada bir ortaya çıkıveren pis bulanık akıntılardan uzaklaşacaksın, güçlü kulaçlar atman gerek. Sık sık oldu mu yoruluyor insan. Timsahlar, su aygırları, ağulu yılanlar da var ırmakta. Ne çok düşmanı var mutluluğun...
- ... Kardeş kardeşi vurur mu? Baş oyunları bu aslında... Kardeşi kardeşe vurdurtuyorlar hep...
- ... Tek başımayım, benim üstüme çöküyor bütün yanlışlar... Nasıl direneyim? Ezer beni...
- ... Tek bir günün sırası gelsin diye yaşam boyu bekliyoruz.