- Gençler artık hiçbir şey öğrenmek istemiyorlar, bilim geriliyor. Tüm dünya tepetaklak olmuş, körler körleri yönetiyor ve onları uçuruma sürüklüyorlar. Kuşlar, daha uçmayı öğrenmeden yuvadan ayrılıyor, eşekler çalıyor, öküzler oynuyor...
- Bizler kitaplar için yaşıyoruz. Kargaşa ve yozlaşmanın egemen olduğu dünyada hoş bir görev bu.
- İbni Sina aşkı, insanın karşı cinsten birinin yüz çizgilerini, el kol devinimlerini ve davranışların durup durup düşünmekten doğan sürekli bir hüzün düşüncesi olarak tanımlıyordu...
- Birçok kez ölür korkaklar, ölmeden önce... Sayfa -347
- Ne çok zaman geçti, neler neler oldu! Ne çok sınadı Tanrı bizi!
- Halka umut vermek için bir düşman gereklidir. Biri yurtseverliğin alçakların son sığınağı olduğunu söylemişti. Ahlaksal ilkeleri olmayanlar genellikle bir bayrağa sarılırlar, soysuzlar da daima ırklarının saflığıyla övünürler. Ulusal kimlik, mirastan yoksun kalanların son pınarıdır. Şimdi kimliğin anlamı, nefret üzerinde temelleniyor, aynı olmayana duyulan nefret üzerine. Nefreti uygar bir tutku olarak beslemek gerekir. Düşmanı, halkların dostudur. İnsanın kendi sefilliğine mazeret bulabilmesi için nefret edecek birine gereksinmesi vardır. Nefret insanların en kadim tutkusudur. Anormal olan durum sevgidir. İsa bu nedenle öldürüldü, doğaya karşı olan bir şeyden söz ediyordu. İnsan birini, bütün bir ömrü boyunca sevemez, bu olanaksız umuttan zina, ana katli, dosta ihanet doğar. Oysa insan ömür boyu birinden nefret edebilir. Yeter ki nefretimizi körüklesin. Nefret yüreği ısıtır. Umberto Eco Düşman Yaratmak
- Belki de insanları sevenlerin görevi, onları gerçeklere güldürmektir; gerçeği güldürmektir; çünkü biricik gerçek, gerçeğe duyulan çılgınca tutkudan kendimizi kurtarmayı öğrenmektir. Umberto Eco Gülün Adı
- "Umut,bağlanan şeylerin özüdür inanç" Sayfa-531
- "Çünkü , Dünya'nın efendileri varsa, yeraltından başka bir yerde olamazlar; herkesin sezinlediği, ama çok az kişinin dile getirme yürekliliği bulabildiği bir gerçektir. Sayfa-420
- Bu yüzden, bir Büyük Kabalacı sana bir şey söylemek isterse, önemsiz bir şey, kaba, sıradan bir şey söyleyeceğini sanma; bir gizem yada Tanrı sözü söyleyecektir. Sayfa-417