- Yazıklar olsun bayım. İnsanlığın "toplumsal kusursuzluk"özlemiyle alay etmemelisiniz. Bu tür çabalara engel olan herhangi bir ülke,kuşkusuz,ahlaksal açıdan aforoz edilmeye mahkumdur.
- "İnsan ezberlediği şeyleri peş peşe sıralamaya başlayınca, kışın erkek kardeşleriyle birlikte küçük kızaklarıyla Jerus-alem Dağı'ndan aşağıya doğru kayıyormuş gibi bir duyguya kapılıyor, diye düşündü."
- "Biz insanlar, tezatlarla dolu, acayip mahlûklarız. Bir yandan Gerda?ya karşı derin bir sevgi ve saygı beslerken hislerimde maddenin hiç yeri olmayacagi halde, drahomanın azâmetimden bahsediyorum! Onu seviyorum. Bununla beraber ilk akşam kulağıma fısıldanmış olan rakamı düşününce, o benim olduğu zaman firmamız sermayesinin de ne kadar yükseleceği fikriyle gururum ve saadetim iki misli artıyor."
- "Biz insanlar, tezatlarla dolu, acayip mahlûklarız. Bir yandan Gerda?ya karşı derin bir sevgi ve saygı beslerken hislerimde maddenin hiç yeri olmayacağı hâlde, drahomanın azâmetinden bahsediyorum! Onu seviyorum. Bununla beraber ilk akşam kulağıma fısıldanmış olan rakamı düşününce, o benim olduğu zaman firmamız sermayesinin de ne kadar yükseleceği fikriyle gururum ve saadetim iki misli artıyor."
- ?İnsanın yaşı, ruhunun gençliğine veya ihtiyarlığına bağlı. Emin ol, bir emel uğruna çok uzun savaştın mi, bu seni öyle bir hırpalar ki, hedefine vardığın vakit hiçbir zevk duyamaz olursun.?
- Eğitmenler böyledir işte.. Yetişkin olduklarını iddia ederek ilginç şeylerden kendileri zevk alırken,gençlere bunları yasaklarlar ve hatta ne kadar toy olduklarını kabul etmelerini beklerler.
- "Kilise büyüklerinin gözünde daha da çok lanet yağdırılacak bir şey vardı:O da,yalnızca zamanın geçmesini bekleyerek,zamanı canice sömürmek ve böylece,evrensel ve Tanrısal bir kurum olan zamanı çarpıtarak kendi çıkarına ve başkalarının zararına kullanarak para kazanmak,yani,faiz almaktı."
- Dogabilimsel gercekliklerle ilgili bir adam, öğretmen olabilir, ama asla bonae litterae ( güzel yazı; edebiyat) tutkunu birinin anlayışında ve düzeyinde bir eğitimci olamaz.
- Hayat ve tecrübeler, kelimelerin her birine gündelik anlamlarına tamamen yabancilastirici bir vurgu katabililir, onların o en korkunç anlamlarına asina olmayan kimselerin anlayamayacagi bir korku gölgesi yukleyebilir.
- Bir de yaprak kelebeği vardı ki, kanatlarının üstünde koyu tonda üçlü bir renk uyumu göze çarpıyordu; alt tarafları ise sadece biçimi ve damarlariyla değil, üzerindeki küçük kir lekecikleri, su damlası, puturlu mantar olusumlarinin taklitleriyle müthiş bir kesinlikle, tıpa tıp bir yapraga benziyordu. Bu kurnaz yaratık, kanatlarını yukarı katlayıp yaprakların arasına kondu mu, çevresine tamamen uyum sağlar, göze görünmez olur, en azılı düşmanı bile onu bulup cikaramazdi.