- İnsanlarla konuşuyorum. Özlediğim tepelere bakıyorum. Her tepe ben değil mi. Her toprak. Her insan. Her insan ben değil miyim. Her insan kendi sevgisini taşımıyor mu. O halde neden ilişkileri bir tek insanda toplamak.
- Kurumlarınıza uyuyor gibi görünmem, onlara karşı direnmemi ancak böyle sağlayabileceğime inanmamdandır. Başarı diye nitelendirdiğiniz olgulara direnmem için en az sizin kadar başarılı olabilmem gerektiğinden.
- Tanınmadığın bir kentte ne denli isterdin yitip gitmeyi... ama öyle kolay değil. Henüz rüzgarlara doydun mu. Sor kendine... henüz bulutlara doydun mu. Yeterince haykırabildin mi henüz.
- Her sevginin başlangıcı ve süreci o sevginin bitişinin getireceği boşluk ve yalnızlık ile dolu. Belirsizlikler arasında belirlemeye çalıştğımız yaşam gibi . Sevgi isteği , kendi kendine yaşamı kanıtlama dileği kadar büyük.
- Birisinin teniyle yanyana olmak, kendi var oluşumu unutmak mı , Ya da daha derin algılamak mı. Kendi var oluşum. Her var oluş kendisiyle birlikte ölümü getirmiyor mu.
- Acımın derinliğinde , benim için artakalan hiçbir şey yok. Yalnızlığımı algılamamın gururu bile.
- Aynı gökyüzünün dünyanın tüm ülkelerini kapsamasına olanak var mı. Tüm yüzyılların, tüm özgürlüklerin tüm savaşların, tüm cezaların, tüm haksızlıkların tüm yiyeceklerin, tüm açlığın, tüm yoksulların ve acıların hala var olduğu bugünün dünyasını aynı gökyüzünün bürümesine olanak var mı
- Her anı ölüdür. Şimdi sen de bir anısın. Sen de ölüsün.
- Sevgi istenilen bir olguya da aktarılır, aktarılabilir. Çeşitli anlara, çeşitli insanlara, çeşitli kentlere, caddelere, tepelere aktarılabilir. İnsan ne denli derin düşünebiliyorsa, sevgisi o denli derindir. O denli doyumsuzdur. Ve acısı da o denli büyük. Yaşam acısı.
- İnsan sevgisi zaman zaman yalnızlığımızın boyutlarını aştı, zaman zaman da insanlar yalnızlığımızı birbaşınalığımızdan daha derin daha dayanılmaz boyutlara iteledi.