- Zikir Allah'ı anmaktır. Zikir sadece dil ile yapılır diyenler, Allah'ı tanımamış demektir. Zikir, yüreğin tesbihidir. İlk sufi Hz.Adem'dir. Allah, ona bütün Esma'yı öğretti. Esma kainata yayılmıştır. Dağa bakmak da zikirdir. Taş da zikreder , bakıra vuran çekiç de zikreder. Bir yetimin başını okşamak, yerdeki taşı kimseye zarar dokunmasın niyeti ile kaldırmak, bir hayvanın susuzluğuna çare bulmak da zikirdir. Birisini Allah için sevmek, eline tesbih alıp bin kez Allah demekten daha tatminkar zikirdir.
- İnsanın kalbi Allah'ın yarattıklarının arasında en üstünüdür, çünkü ilahi bir aynadır. Esas vazifesi Allah'ın nurunun güzelliğini aksettirmesidir.
- Şems bir gün bana dedi ki: "Sen yokluksun. İsminde yokluk olsun. Herkes Mevlana ismini Efendi manasında anlıyor. Oysa Farsçada Mev: Yokluk, Arapçada La: Yokluk ve Türkçede Na: Yokluk demektir."
- Ben sende kendimi aramışım,
Ben bende seni kaybetmişim,
Neden daha fazlasını arayayım?
Oysa ben seninle aynıymışım. - Azra hacet yok halim sana ayandır...
Dile gerek yok, sessizliğim sana beyandır...
Söze lüzum yok, susuşum sana kelamdır...
Kelama ihtiyaç yok, aşk sana figandır. - Gidiyorsun, gitmenin bütün anlamlarıyla gidiyorsun. Ağır ağır gidiyorsun, her adımda bir parçanı burada bırakarak gidiyorsun. Gidiyorsun bir iç kanaması ayrılığı ile, kim kalır, kim duyar, kim ağlar ardından, hesap etmeden gidiyorsun. Gidiyorsun, kimin gözyaşı hangi dudaktan kimin diline dolaşır, kimin gözleri ayak parmaklarında sürçer, düşünmeden gidiyorsun. Ve sen gidiyorsun!
- İnsanın yüzü değil yüreği insana dönük olunca onu anlamışsınız demektir.
- İnsan anne karnında vav şeklinde yaşar ve doğar, bebeklikten çıkıp büyüyüp bir ara doğrulunca kendini elif sanır. İnsan iki büklüm yaşar, oysa en doğru olduğu gün ölmüştür. Kulluğun manası vav'dadır, elif uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir. O yüzden Lafz-ı ilahi elifle başlar. Elif kainatın anahtarıdır, vav kainattır.
- Ametist taşına, abdest taşı da denir. Hz.Fatma abdest aldıktan sonra bu taşı avucuna alıp alnına sürermiş. İnsanın içine şifalar sunan bir taştır. Ruhu ferahlatır, akla telaş gelmesine mani olur. Hz.Hasan ve Hüseyin bu taşı Hacer'ül Esved taşına sürer koklardı. (S-103)
- Ağlarsın.
Varsın yokluğun en dibinde kıvranasın. Yoksun ömrünü heba ettiğin varlığın içinde koskoca bir yoksunsun. Sana ait tek şeyin lekeli gözyaşları olduğunu ölümüne susarak anlarsın.
Boğazına kör bir bıçak gibi saplanır heceler. Her harf bir isyana çıkar ve isyanına sığınırsın.