Sanıldığının aksine, evliliğin gidişatını eşlerin ne kadar sıklıkta ve uzunlukta tartıştıkları değil, nasıl tartıştıkları belirliyor.

Michigan'da geçen çocukluğum sırasında, kar üzerine periler yapardık. Taze yağmış, hiç el değmemiş karlar bulup, üzerine sırtüstü yatardık. Sonra kollarımızı kar üzerinde açıp kapar, kanat izleri çıkarır, daha sonra da, izlerimizi bozmadan ayağa kalkıp yapıtımızı izlerdik. O iki hareket, sırtüstü yatmak ve kollarımızı çırpmak, bir peri resmi çizmemize yeterdi.

Kerem kendi suretini görmeden
Sen artık Aslı-na bürün demişler.
Ferhat doğduğu gün , isim vermeden ,
Bu çocuk ne kadar şirin demişler..

Sana diri olarak verilmiş canı infak etmekten sakınırsan, elindeki sıcak serveti elinde biriktirirsen,"Allah diri(servet)ten ölü çıkarır." Servetin seni ebedi diriltecekken, ölür , üzerinde yük olur.

Gecede ateş böceği gibi olan benliğini elden çıkar, gündüz güneşi gibi seni de , başkalarını da vareden Hakk'ı bul.

Vermeye güç yetirebilirken veremiyorsan, acizsin demektir. Eşya üzerinde hükmün yok, eşya sana hükmediyor belli ki.

Olmak istersen ilme sarıl. Sahip olmak istersen mala saldır.

Hayatı kucaklayacağım diye peşine düştüklerin, hayatı kucağından kaçırır.

Bir cinayet işlendi.Suç aleti bulunamadı.Kesici bir şeye rastlanmadı.Hiç silah patlamadı. Ne kan izi kaldı,ne barut kokusu.Katil, nefesiyle bıçakladı kurbanını.Hiç kan akıtmadı.Kurban dille damakla vuruldu.Teninde tek bir çizik olmadı.Gözlere meçhuldü cinayet.

Aşk ancak helal olunca Aşk'tır...
İffetsiz ve haram Aşk'lar lezzet vermez, tam tersine bıkkınlık, bezginlik, sıkkınlık getirir....