- "Geceleri odam küçülüyor, bunaltıyordu beni. Mezarda hissedilen bu değil miydi?"
- Yalnız ölüm yalan söylemez!
- Bazen bir şey düşünüyor, buna kendim de inanmıyordum. Bazen içimde kendime karşı bir acıma duygusu beliriyor, ama aklım ayıplıyordu beni. Birisiyle konuşsam, bir şey yapsam, türlü konularda söze karışsam gönlüm başka yerde oluyordu, aklım başka yerde, ve ayıplıyordum kendimi. Dağılan, çözülen bir kitleydim ben. Sanki hep böyleydim, böyle de kalacağım: acayip, biçimsiz bir karışım...
- Hayat tecrübelerimle şu yargıya vardım ki, başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım, elden geldiğince susmam gerek, elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım. Ve şimdi yazmaya karar vermişsem, bunun tek nedeni kendimi gölgeme tanıtmak isteğidir...
- Bense onun gözlerine muhtaçtım, bir bakışı yeterdi; felsefenin bütün müşküllerini, teolojinin bütün muammalarını çözmeye.
- Ömrümüz boyunca ölüm bize el eder, çağırır bizi. Her birimiz ansızın, sebepsiz düşüncelere dalmıyor muyuz, bu hayaller bizi öylesine sarıyor ki zamanı, mekanı farketmez olmuyor muyuz? İnsan bilmez bile ne düşündüğünü; ama sonra kendini ve dış dünyayı hatırlamak, düşünmek için toparlanmak zorundadır. Bu da bir sesidir ölümün.
- Ah, ne çok çocukluk, aşk, çiftleşme, evlilik ve ölü hikayeleri var, hiçbiri de gerçek değil! Kıssalar, parlak sözler yordu beni.
- Ölümün varlığı bütün vehim ve hayalleri yok eder.
- Eski cesaretim kalmamıştı, güz gelince evlere doluşan sinekler gibiydim; kendi kanatlarının vızıltısından ürken, kurumuş cansız sinekler gibi. Bir süre birbirlerine sokulmuş, hareketsiz duvarda dururlar, ama henüz sağ olduklarını hisseder etmez, yılmadan kapılara duvarlara atarlar, çarparlar kendilerini, ve odaya ölü gövdeleri düşer.
- Benim odam da bir tabut değil miydi, yatağım mezardan daha soğuk, daha karanlık değil miydi? O yatak ki hep hazırdı ve beni uykuya çağırıyordu! Bir tabutta olduğum duygusunu sık sık yaşamışımdır. Geceleri odam küçülüyor, bunaltıyordu beni. Mezarda hissedilen de bu değil miydi? Kim bilir ölümden sonra ne hissedileceğini?