- Dakota geğirip kadehini salladı. "Eee," dedi, "Kutlama Percy'sine hoş geldin Parti." Suratını ekşitti. "Party, Percy. Amaan, her neyse, işte."
- "Hayal meyal bir şeyler hatırlıyorum. Ama her şey bulanık. Bir kız arkadaşım olduğunu hatırlıyorum... Onun burada olacağını sanıyordum."
"İsmi Annabeth'ti. Onu tanımıyorsun değil mi?" - Bu süre boyunca Annabeth aklından çıkmadı.
- Anabeth'le el ele tutuşup bir kafede oturduklarını hayal etti. Belki ileride kendi çocuklarının da forumda martıları kovalayışını izleyebilirlerdi.
- Percy kendine bir söz verdi: Kader Şenliği'nden sonra Annabeth'i bulacaktı.
- Percy gülümsedi. Büyük bir riske girdiğini biliyordu. O gün her şeyin ters gidebileceğini de biliyordu, ama Annabeth'in o gemide olduğunu da biliyordu. Eğer her şey yolunda giderse, bu, hayatının en güzel günü de olabilirdi.
- Percy çok rahat, çok mutlu görünüyordu. Tıpkı Jason'ınki gibi mor bir cüppe vardı üzerinde -bir yargıç cüppesi.
Annabeth'in kalbi takla attı.
"Leo, gemiyi durdur," diye emretti. - Derken kalabalığın arasından birisi çıktı ve Annabeth'in gözleri karardı.
Percy ona gülümsedi. Onu senelerdir gıcık eden o alaycı, yaramaz ama en nihayetinde sevimli hale gelmiş gülümsemeyi gördü Annabeth. - Annabeth elinde olmadan öne atıldı. Percy de aynı anda ona doğru koşmaya başladı. Kalabalık gerildi. Bazıları bellerinde olmayan kılıçlara götürdüler ellerini.
- "Sadece erkek arkadaşıma bu şekilde saldırırım," dedi Annabeth.