- Müslümanın en etken tebliğ aracı bizzat yaşayışıdır.
- Müslüman, dinin bu dünyada kendine nasıl bir devlet vaat ettiğini hayal etme yerine, onun hükümlerine göre nasıl yaşayabileceğini denemelidir. Dini sınamayı değil, kendini Müslüman olarak gerçekleştirmeyi öne almalıdır.
- Allah dilerse her şey olur, ona kuşku yok. Fakat Allah'ın dilediği, emrettiği hayat yaşanmadıkça, Allah'ın hükmü insanlar arasında yürürlüğe girmez. İnsanı o hayat tarzını yaşamaktan Allah mahrum etmiyor, o kendi kendini mahrum kılıyor. Çünkü Allah, dinini tamamlamıştır. Fakat o din yaşanmadıkça onun yeryüzünde yürürlüğe girmesi âdetullahtan değildir.
- Bugünün Müslümanı mesela faizin haram olduğunu bilir, bilmekle kalmaz, faizin haramlığına içtenlikle inanır, fakat mevcut dünyada geçerliliğini yitirdiği, faizsiz bir İktisadî hayatın mümkün olmadığı zehabını da taşır. Aslında burada örtülü olarak helali haram veya haramı helal kılan bir görüşe sahiptir.
- Edebiyatımıza 1950'lerde "yaşama sevinci" diye giren kavram, aslında, insana sevinç (sürür, meserret) vermekten çok, onu oyalayan, geçirdiği felaketi unutturup halinden memnun kılan, kısaca ve sonuç olarak insanı aldatan bir olgudur.
- Kitle haberleşme araçları sistemin sahipleri için ve onlar adına çalışmaktadır. Bu araçlar yoluyla kitleye aktarılan İslâm'la ilgili haberler bu araçların sahiplerince değerlendirildikten sonra yansıtılmakta, böylece Müslümanlar olmaları gerektiği biçimde değil, fakat mevcut düzeneğin işlemesini kolaylaştıracak yönde bir kafa yapısına sahip kılınmaktadır. Onlara "Siz Müslüman değilsiniz" demek yanlış olur. Bu söz tepkiyle karşılanır. Çünkü o, kendinin Müslüman olmadığı yolundaki iddiayı reddeder. Fakat gene aynı insan, yaşamak zorunda bırakıldığı hayat tarzına karşı bağışıklık kazanmıştır ve bu hayatı tepki göstermeden ve memnuniyetle kabul edebilmektedir.
- Kim kendini sonuçsuz bir beklemeye mahkum edebilir ömür boyu?
- Ağlamak... Yalnız gözyaşı dökebilen insan anlayabilir bazı şeylerin hikmetini.
- Bir şey yapmak istiyorum, onu yapıncaya yahut elde edinceye kadar deli divane oluyorum, ama yaptıktan sinra yapmış olmakla yapmamış olmak arasında bir fark kalmıyor
- ... artık üzülmüyorum. Belki de üzülemiyorum. Bütün alçaklıklar bile doğal, çünkü alçaklık doğal. İyilik de, kötülük de bizim yaradılışımızda. Benim için ne düşündüklerini önemsemiyorum artık, ben ne düşünüyorum, budur önemli olan benim için.