- Sevinç bilir ve özlem itirafçıdır, yalnız yakınma öğrenir hala; açılır kızelince sayar gecelerce eski kötüyü. Ama birdenbire, eğri ve becerisiz tutar yine de bir burcunu sesimizin soluğuyla bulanmayan gökyüzüne.
- Kim gösterir parmakla bir kokuyu? Oysa bizi tehdit eden güçlerin hissedersin çoğunu ...
- SENİ ama istiyorum şimdi, Seni, ki tanıdım adını bilmediğim bir çiçek gibi, bir kez daha anımsamak ve göstermek onlara, kaçırılan, güzel sevgilisi bastırılamaz çığlığın.
- Hiç mi beceremedik, biz gölgeler ve hayaller, vakitsiz olgun ve tekrar solgun davranışımızla o durgun yazların huzurunu bozmayı?
- Demek buraya yaşanacak yer diye geliyorlar; burası ölünecek yer desem daha doğru.
- Korkunç zordu beni sevmek. Ve ben, buna yalnız birinin gücü yeteceğini seziyordum. Ama o biri, istemiyordu henüz.
- Genç adam, çocukluğuna dön! Orada bir hazine bulacaksın!
- Kim gösterir parmakla bir kokuyu? - Oysa bizi tehdit eden güçlerin hissedersin çoğunu ... Ölüleri bilirsin, ve ürkersin sihirli sözden. Bak, artık birlikte dayanmak demektir yanın işe ve parçalara, bütünmüş gibi. Sana yardım, zor olacak. Her şeyden önce: beni dikme kalbine. Çok çabuk büyürüm.
- Bütün ivedi olan hemen geçip gidecek; çünkü kalıcı olan ancak bizi ihya edecek. Delikanlılar, ah cesareti atmayın çabukluk içine, atmayın uçuş denemesine.
- Bakın, biz kulak vermeliyiz, sonunda bizi duyacak olana.