- Ne var ki, hiç kimse kendi hayatını nasil yasamasi gerektigini kesinlikle bilmez.
Tipki şu, düsleri gerçege dönüstürmeyi beceremedigi halde düs yorumculuguna kalkisan cadi gibi. - İnsanlar yasama nedenlerini pek çabuk ögreniyorlar, dedi yasli adam, gözlerinde beliren aciyla...
Belki de gene ayni nedenle hemen pes ediyorlar.
Ama, dünyanin hali böyle iste. - Her mutlu insanin, içinde Tanri'yi tasiyan insan oldugunu söyledi.
Ve tipki daha önce Simyacinin da söyledigi gibi mutlulugun, çölün küçük bir kum tanesinde bulunabilecegini söyledi.
Çünkü bir kum tanesi Yaratilis'in bir ânidir ve Evren, onu yaratmak için milyonlarca, milyonlarca yil ugrasmistir... - Evrende her sey evrim geçirir.
Ve bilenler için, en çok evrim geçirmis madendir altin... - - Aşk nedir? diye sordu çöl.
- Aşk, şahinin senin kumlarının üstünde uçtuğu zamanki şeydir. - Aşk, Evrenin Ruhu'nu değiştiren ve geliştiren güçtür.
Onun kusursuz oldugunu sandım. Ama daha sonra onun, yaratılmış olan her şeyin yansıması olduğunu, onun da savaşları ve tutkuları olduğunu gördüm.
Evrenin Ruhu'nu bizler besliyoruz ve üzerinde yaşadığımız dünya, bizim daha iyi ya da daha kötü olmamıza göre, daha iyi ya da daha kötü olacaktır.
Aşk'in gücü işte burada işe karışır, çünkü sevdiğimiz zaman, oldugumuzdan daha iyi olmak isteriz her zaman. - Kim ve ne olursa olsun, yeryüzünde her insan, her zaman, dünya tarihinde basrolü oynar.
Ve dogal olarak o bilmez bunu. - Çocuk masallarında, prensesler kurbağalara öpücük verir ve kurbağalar sevimli prenslere dönüşür. Gerçek yaşamdaysa, prensesler prensleri öper ve prensler kurbağaya dönüşür.
- Düşler boş oturtmaz insanı.
- İnsan hayatını seçemiyor: Hayat insanı seçiyor. Hayatta payına mutlulukların mı, mutsuzlukların mı düşeceğini bilmek mümkün değil. Kabul edip yola devam etmek gerek.