- Kazanılmış Zaman İki Misli Artar.
- Kör bir insan için gökkuşağının renkleri, sağır bir insan için kuş sesleri nasıl boşunaysa, bütün bir yürekle algılanmayan zaman da öyle boşa gider, kaybolur.
- "İnsanlar ölümün ne olduğunu bilselerdi ondan hiç korkmazlardı. Korkmayınca da, kimse onların yaşam zamanını çalamazdı"
- Başkalarıyla paylaşılmayan zenginlikler insanı mahvediyordu.
- ?Artık öğrendiği bir şey vardı: Başkalarıyla paylaşılmayan zenginlikler insanı mahvediyordu.?
- Bir insanın çok dostu olabilir, ama insan, onların içinden bazılarını kendine daha yakın bulur ve onları daha çok sever. Momo için de böyleydi. En çok sevdiği iki dostu vardı. Ona her gün uğrar ve varlarını yoklarını onunla paylaşırlardı. Biri yaşlı, diğeri gençti. Momo hangisini daha çok sevdiğini bilemezdi.
- Eğer hala dinlemek büyük bir marifet değil diyenler varsa, Momo'nun dinlediği gibi dinlemeyi bir denesinler bakalım.
- Hayal kurmak, suç işlemekten farksızdı. En dayanamadıkları şeyse sessizlikti. Çünkü sessizlikte gerçek yaşantılarının nasıl olduğunun farkına varıp korkuya kapılıyor ve hemen gürültüye başlıyorlardı.
- Zaman tasarruf edeyim derken aslında başka şeylerden tasarruf ettiğinin kimse farkında değildi. Yaşamlarının gittikçe daha zavallı, daha tekdüze ve daha soğuk geçtiğini kavramak istemiyorlardı. Bu gerçeği sadece çocuklar, taa yüreklerinde hissettiler. Çünkü artık kimsenin onlara ayıracak zamanın yoktu. Oysa zaman yaşamın kendisiydi. Ve yaşamın yeri yürekti. İnsanlar zamandan tasarruf ettikçe, zaman azalıyordu.
- Bunun dışında, Momo'nun pek de iyi anlayamadığı, yeni yeni bai gösteren bir şey daha vardı. Tiyatro yıkıntısına gelen çocuklar yanlarında bir sürü oyuncak getiriyorlardı, ama bunların hiçbiri de oynamaya elverişli değildi. Örneğin, kendi ekseni etrafında dönüp duran ve başka hiçbir şeye yaramayan uzaktan kumandalı bir tank . Ya da bir çubuğun ucunda çember gibi dönüp durmaktan başka marifeti olmayan bir uzay roketi. Veya gözlerinde ışıklar yanarak paytak paytak dolanıp başını iki yana sallayan küçük bir robot bebek, bunlarla nasıl oynanırdı ki?