- Şu yeryüzünde, doğanın bize sunduğu duyguların en güzeli, hiç tartışmasız yardımseverlik duygusudur.
- Yardımseverliğin, bazen felaketleri de beraberinde getirdiği söylenir. Kendimizi ve başkalarını memnun ettikten sonra bunun ne önemi var! Mutluluk için de bu kadarı yeterli değil midir?
- Tanrı'nın her zaman bahtsızların yanında olduğunu söylerler; oysa görüyorsunuz ki biz, yüzüstü bırakıldık.
- Bir ailede hiçbir şey aile üyelerinin onuru kadar kutsal değildir, ancak ne kadar değerli olursa olsun bu hazine değerini yitirecek olursa, onu savunmakla yükümlü kişilerin, onu, onurlarını ayaklar altına alan zavallı insanlara işkence etmenin alçaltıcı rolünü bizzat üstlenmek pahasına mı savunmaları gerekir? Kurbanlarına ettikleri zulümlerle, uğramış olmaktan yakındıkları şu kuruntudan ibaret olan onur yarasını dengelemek mantıklı olmaz mı? Peki, mantık olarak en suçlu hangisidir: Güçsüz ve aldatılmış bir kız mı, yoksa bir ailenin intikamcısı olarak geçinmek üzere bu talihsiz kızın celladı olan bir ebeveyn mi?
- Yargıçlara göre de yoksulluk suçluya karşı kullanılacak en kesin delildir. Yersiz bir önyargıya göre suç işlemek zorunda kalan bir kimse, o suçu işlemiş sayılır.(S-37)
- Mutsuz insanın en büyük avuntusudur dua, Tanrı'ya yakarınca daha bir güçlü hisseder kendini.(S-45)
- Mutsuz insanlar yanı başlarında acı çekenleri görerek avuturlar kendilerini.(S-106)
- Yok etme bilimi değilse nedir savaş? Alenen savaş tekniklerini öğretmek ve en hünerli katiller olduklarını kanıtlayanları madalyalarla ödüllendirmek tuhaf bir körlük değil midir?
- La Jeunesse'e temize çekmesi için verecek yeni bir şeyler yazamadım. Kitapsız ne yapmamı bekliyorsun? Üretmek için, insanın etrafının kitaplarla çevrili olması gerekir, aksi halde yazdıkları peri masallarından öteye geçemez; bu da benim tarzım değil.
- Reddedilmek bana göre değil, ben kendim reddetmek için yaratılmışım.