- İnanç çok, ama ruh bir tanedir. Sende de, bende de, onda da. Demek ki her birimiz kendi ruhumuza inansak hepimiz birleşmiş olacağız. Her insan kendine inansa herkes bir araya gelecek. (601)
- Ve Nehlüdov?un başına, manevi bir yaşamları olan insanların başına sık sık gelen şey geldi. İlk başta ona bir gariplik, bir paradoks, hatta bir şaka olarak görünen düşünce, hayatın içinde giderek daha çok kanıtlanarak birden en basit, en kuşku götürmez düşünce olarak görünmeye başladı. (633)
- Ve okuduğu her şey bildik geliyor, çoktandır bildiği ama daha önce tümüyle anlamadığı ve inanmadığı bir şey kanıtlanmış, kavranmış gibi geliyordu. Artık anlıyor ve inanıyordu. (636)
- Düşüncelerine saygı gösterdiğim büyüklerimin birinden bile bunun kötü bir şey olduğunu duymadım. Tam tersine saygı duyduğum insanlar bunun iyi bir şey olduğunu söylüyordu. Mücadelemin ve acılarımın bunu yaptıktan sonra geçeceğini teselli bulacağını duyuyordum; duymakla yetinmiyor, okuyordum da; büyüklerinden bunun sağlık açısından iyi olacağını duyuyordum; arkadaşlarımdan da bunun bir tür görev delikanlılık olduğunu duyuyordum. Dolayısıyla iyilik dışında görünen bir şey yoktu ortalıkta. Hastalık tehlikesi mi? O da öngörülüp önlemi alınmıştı. Hepimizin vasisi olan hükümetimiz bu konuya özen gösteriyor, genelevlerin kurallara uygun çalışmasını gözetiyor ve lise öğrencileri için fuhuş ortamını, cinsel ahlaksızlık ortamını sağlıyor. Maaşlı doktorlar da bu ahlaksızlığı izliyor. Öyle olması gerekiyor zaten. Doktorlar fuhşun sağlığa yararlı olduğunu iddia ediyor, kurallara uygun ve düzgün fuhuş ortamını kuruyorlar. Oğullarının sağlığına bu anlamda özen gösteren anneler tanıyorum. Bilim de onları genelevlere yolluyor. - Bilim neden yollasın ki? -dedim. - Doktor dediğiniz kim? Bilime kendini adayanlar. Sağlığa yararlı olduğunu ileri sürerek gençleri kim cinsel ahlaksızlığa sürüklüyor? Onlar. Sonra da büyük bir ciddiyetle frengi hastalığını tedavi ediyorlar. - İyi de frengiyi neden tedavi etmesinler? - Frengi hastalığına harcanan çabaların yüzde biri cinsel ahlaksızlığın kökünün kazanmasına harcanmış olsaydı, frenginin çok uzun zamandır sözü bile edilmezdi de ondan. Oysa ki cinsel ahlaksızlığın kökünün kazanmasına değil, onun teşvik edilmesine, tehlikesiz bir şekilde gerçekleştirilmesine çaba harcanıyor.
- Neden kumar oynamak yasak da, kadınların fahişeler gibi şehvet uyandıran elbiseler giymeleri yasak değil? Onlar bin kat tehlikeli!
- İncil'in bir kadına şehvetle bakan bir erkeğin onunla artık zina yapmış olduğuna ilişkin sözleri, sadece başkalarının karılarıyla değil, asıl o erkeğin kendi karısıyla ilgilidir.
- Mutsuz insanların kentte yaşamaları daha iyidir. İnsan kentte yüz yıl yaşar da çoktan öldüğünün ve çürüdüğünün farkında bile olmaz. Bunu kendiliğinden anlayacak zamanı yoktur, hep meşguldür.
- dua etdiğinizde putperestler gibi boş sözleri tekrarlayıp durmayın.Onlar laf kalabalığı ile seslerini duyurabileceklerini sanırlar .Siz onlara benzemeyin.Çünkü Allah sizin ihtiyacınızı ,siz ondan istemeden önce bilir.
- 'Kârla zarar kardeştir.? Bu gün ekonomik durumu iyi olanlar, bir bakmışsın yiyecek ekmeğe muhtaç olmuş. Bizim hayatımız daha güvenli. Belki o kadar imrenilesi değil fakat çok varlıklı olmasak da yiyecekten yana sıkıntımız yok.
- Güzellik insana her şey iyi göstererek nasıl da aldatıyor! Güzel kadının karşınızda savurduğu saçmaların hepsi size birer hikmetmiş gibi geliyor. Çirkin bir sözüne veya hareketine bile hayranlık duymaktan kendinizi alamıyorsunuz. Hele saçmalayıp münasebetsizlik etmeyen, üstelik güzel bir kadına rastlayınca onun bir zeka ve ahlak harikası olduğuna hemen inanıyorsunuz.