- .... ''Onlar memur sıfatıyla, bütün insani duygulara yabancı bulunuyorlar.Taş gibi duygusuz bir haldeler.Belki bir faydaları vardır.Fakat insanın sevgi ve acıma gibi en önemli iki özelliğinden yoksun bulunuyorlar...''
- Hiç önemi yok! Ölümse ölüm! Kimse bilmiyor, bilmek de istemiyor, acımıyor da... Oyun oynuyorlar (Kapalı kapıların ardından, salondan gelen uzak, neşeli sesleri duyuyordu.) Umurlarında değil, ama bir gün gelecek onlar da ölecekler! Aptallık! Şimdi ben, sonra onlar! Onların başına da gelecek aynı şey. Oysa eğleniyorlar şimdi. Hayvanlar!
- ''Adam bir yıl sonrasına hazırlanıyor, ama akşama varmadan öleceğini bilmiyor'' diye düşündüm...
- Bütün insanlar yalan içinde yaşıyor, onlara yaşama gücü veren şey, şeytanın bir yanıltısı.
- Tanrı, yüzünü ancak sevgi bağıyla birleşen insanların oluşturduğu topluluğa gösterir.
- Eğer hayat saçmaysa ve ben de akıllı şeyleri çok seviyorsam, o zaman hayatı yok etmeliyiz.
- Soruyordum: Benim hayatımın zaman dışı, neden dışı, mekan dışı anlamı nedir? Hayatımın zamana bağlı, nedene bağlı, mekana bağlı anlamı nedir? Uzun, zahmetli bir düşünceden sonra cevabım şu olmuştu: Hiç!
- Yeter ki, imkansızlıklar yüzünden pek bozulmayayım, işte asıl o zaman berbat ve perişan olduğum gündür.
- İşte masum bir hayat, tabi böyle olur. Daima şen, daima memnundur.
- Kızın kendisini sevdiğine inanmaya o kadar alışmştı ki, şimdi kızın bir başkasını sevebilmesi ihtimalinden kederlere düşüyordu.