İlkin Nekhlyudov, prensipleri uğruna mücadele etmişti ama, kendi vicdanına güvendiği sırada, onun doğru saydığı her şey başkalarına göre yanlış, yanlış dedikleri ise doğru olduğundan, bu çok çetin ve güç bir mücadele olmuştu. Nihayet, Nekhlyudov, teslim olmuştu; yani kendi düşüncelerine inanmaktan vazgeçip, başkalarının düşüncelerine inanmaya başlamıştı. Önce kendi asıl benliğinden vazgeçmek güç geldi ona ama, bu can sıkıcı duygu pek kısa bir süre devam etti.

Çevrem, düşüşü düşüş olarak asla görmediği için düşmüştüm.

Tensel arzuları dürtüp uyandıran elbiseler ve mücevherler kadınlara yasaklanmazken kumar oyunları niçin yasaklanıyor? Birinciler bu ikincisinden bin kat daha tehlikeli!

İnsanın güneşin altında o kadar çabalaması sonucunda, onca emeğinin karşısında eline ne geçiyordu? Her günü keder, her işi üzüntüydü..

Millet ölüyor," diye düşündü, "çocuklar beslenemedikleri için ölüyorlar. Kadınlar ölesiye çalışıyorlar. Herkes, hele yaşlılar doğru dürüst beslenemiyorlar. Böylece de millet, korkunçluğunu kavrayamadığı bir duruma doğru adım adım ilerliyor; bundan şikayetçi de değil üstelik. Biz de sonunda bu hali olağan bir şeymiş gibi karşılıyoruz.

Mutlu aileler birbirine benzerler, her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.

Gerçi cehalet hep aynı şeyi söyler. Bilmediği bir şey varsa, onun saçma olduğunu söyler.

Yanılma yok bunda. Her şey boş. Doğmamış olana ne mutlu.
Ölüm, hayattan daha iyi, hayattan kendini kurtarmak gerek.

İnsan sorularına cevap bulamazsa yaşayamıyor ve sorular cevaplarını bulamadığında peşlerine yenilerini farklı güçlükte takıp karşına dikiliyorlar.

Sonra Tanrının benden öğrenmemi istediği ilk dersi hatırladım: "İnsanın içinde ne barındırdığını öğren." Ve ben de insanın içinde sevgi barındırdığını öğrenmiş oldum böylece!