- Uykularımın geceye ihtiyacı yok. Zaten hiçbir gece bana uyku getirmedi.
- Onu, kimler kandırdı bilmiyorum. Böyle umarsızca gitmesine sebep olanlar kimlerdi ya da kimdi? Birine mi sevdalanmıştı, yoksa birinden mi kaçıyordu? Umulmadık bir anda, birdenbire, bavulsuz bir gidişti işte. Ağlamaklı bir anneyi, kötürüm bir babayı, küçük bir kız kardeşi ve ona aşık adamı gömüp içine gitti. Dönmeyeceği belliydi. Belki haberi de gelmeyecekti artık. Onu bunca seveni biçare bırakıp gitmesinin sebebi ne olabilirdi?
- Yalnızlığı bilmekle aynı şey değildir yalnız kalmak. Gerçek yalnız, paylaşacak kimsesi olmayan değil, paylaşmak isteyebileceği kimsesi olmayandır. Ve gerçek yalnız, yalnız kalmaz; kendini yalnızlığa mahkum eder.
- Örselenmiş, çarçur edilmiş bir hayatta geliyordum; bu yüzden kolaya alıp kendimi, zoru sana bıraktım.
- Her şey bir cümleyle başladı. Bizi kelimeler buluşturdu. Bazen bir cümle hayatı baştan aşağı değiştirmeye yetiyor.
- Biz onunla yan yanayken birbirinin imkansızı olan insanlar gibiymişiz.
- Gözlerim doldu ama ağlamadım. Sadece yaşlar illegal bir eylemle döküldü yere.
- Yalnızlık da bu zaten, anlayamıyoruz birbirimizi. Kendimizi anlatmaya mecburuz, anlatmaya muhtacız ama kendimizi bile anlayamıyoruz, nasıl anlatabiliriz? İlk bakışta aşık olabiliyorken, bir bakışta anlayamıyoruz kimseyi.
- İçinde sönmemis bir yanardağ taşımak böyle bir sey. Her an patlayabilecegini biliyorsun ama sönüp gitsin isterken patlamasını bekliyorsun.
- Simdi birbirini tanımayan ama asansörde bir araya geldiği icin birbirine zoraki selam veren insanlar gibiydik.