- Sen süreklilik içinde devinimde olma eğilimindesin, bense varoluşun baş döndürücü kesintili haline, kopuşlarına müthiş duyarlı biri.
- Açıklama denen şey giydirip kuşatılmış bir yanlıştır.
- Bilsen n'olacak, her yolun yanlış, eğer yolun ötelerine de ulaşmak isteğiyle sapmamışsan, hatalı olduğunu bilsen neye yarar, bildiğini sansan ne olur?
- Hiçbir gerçek devrim, biçimlere karşı yapılmamıştır. Önemli olan yavrucuğum özdür, öz.
- Ben bir axolotl'dum ve şimdi, daha şu ilk dakikadan biliyordum ki anlamak diye bir şey söz konusu olamazdı. Adam havuzun dışındaydı, düşünüşü havuzun dışına özgü bir düşünmeydi.
- ''Son günlerde pek bir tuhaflık var üzerimde. Bana bir ilaç filan mı versen ne, hani şöyle objektifleştirici bir şey.''
''Objektifleştirici mi?'' diyor Xavier. ''Yok böyle ilaç, be kardeşim.''
Pierre, ''Kendimi çok düşünüyorum,'' diyor. ''Budalalık.'' - Gerçekten de acı çekeceksen, bu yazdıklarından değil yazma biçiminden olsun.
- Kim gidip dolaşıp geri dönerse, gözlerini de açık tuttuysa, kafesinin biçimini, açısını, kaçışı kolaylaştıran geçitleri daha iyi bilecektir.
- söyle bana şimdi kendini sakladığın o hiçlikten, o yerden,söyle / neden yetiyor bana temel bir düzenek kurmak birkaç heceden, / üstümüze çöken sisin içinde senin adının göstergelerini bulup çıkarmak / yalnız başıma / yükleneyim diye parmakların tenime ufacık bir göçünün umudunu, / nemin işlediği yerdeki bir güzel kokunun.
- İşin güç yanı onu sarmalamakta; kıyılarındaki alacakaranlıkla bitişiği noktadaki sınırlarını saptamakta. Bir sürü benzeri arasından çekip çıkartmakta, tüm gölgelerin gizlice kendine karşı ve canını tehlikeye atarak soluduğu o ışıktan ayırabilmekte. Sonra da onu dalgın dalgın, başka bir işe koyulmuş gibi giydirebilmekte, pek kıpırdanmadan, onu ürkütmeden, eritmeden: hiçliğin her bir beden kıpırtısında pusu kurduğu o ilk işlemdir bu.