- Her şeyi mübah gören ibahiyeciler Allah'ın huddundan yüz çevirip başka yöne yönelmişlerdir. Onların yanılmaları yedi şeyden ileri gelir. İkinci husus; ahirete imanı olmayan grubun cahilliğidir. Bunlar,insanın,bitki ve hayvanlar gibi ölünce tamamıyle yok olacağını ona müahaza ceza ve mükafat verilmeyeceğini düşündüler.Bu düşünce cehaletten ileri gelir.Bunlar kendi nefislerinden ancak eşek ve öküzün ottan anladığı kadar anlarlar. Onlar insan hakikati olan ruhun hiçbir zaman yok olmayacağını ölümle ancak elbise mahiyeyinde olan bedenin geri alınacağını bilmezler.
- Nefis daima yalan iddialarda bulunup boş laf ve lakırdı eder. Düşüncesinin,üstün zeka ve büyük akıldan doğduğunu söyler.Nefis bu iddiada bulununca ondan iddiasını doğrulayan delil istemek gerekir. Onun doğruluğunu ispat eden delil ancak onun kendi hükmüne değil şeriatın hükmüne bağlı kamasıdır. Eğer isteyerek şeriat hükmüne uyarsa doğrudur. Eğer şeriat ahkamından ayrılmak için ruhsat arayıp hile ve aldatma yönüne saparsa velilik iddiasında bulunan şeytanın kölelerinden olur. Bu delili son nefese kadar ondan istemek lazımdır. Yoksa mağrur ve aldanmış olup helak olur ve helak olduğundan da habersiz kalır. Nefsin şeriatın emirlerine uyması, İslamın ilk derecesidir.
- Hz İsa(r.a)mukaşefe halinde dünyayı bir kadın şeklinde görüp kaç kocan vardır diye sordu. Dünya cevap verip kocalarım sayısızdır dedi. İsa"onların hepsi seni boşadılar mı yoksa öldüler mi?"dedi. Dünya;"ne boşadılar ne öldüler, hepsini ben öldürdüm"dedi. İsa"Bu ahmaklara bak,hayret ki, senin başkalarına ne yaptığını gördükleri halde, sana rağbet edip ibret almazlar"
- Rasulullah buyurdu ki;" kafirlerin kabir azabıyla ilgilidir.onların üzerine doksan dokuz ejderha musallat edilir. O ejderhaları bilir misiniz? Onlar büyük ve kocaman yılanlardır. Her birinin dokiz başı vardır. Kıyamete kadar kafiri ısırıp sokarlar."
- Bu dünyada sırat-ı müstakim üzere olanlar sırat (doğru yol) dan kolaylıkla geçerler. Sırat-ı müstakim üzere olmayanlar Sırat üzerinde yol bulamayıp cehennem vadisine düşerler. Böylece bütün insanları Sırat'a sevk eder. Hepsinden dünyada işledikleri amelleri sorulur. Allah, sadıklardan doğrulugun hakikatini ister. Münafık ve müraileri ise rezil rüsva eder. Bir grubu da hesapsız ve azapsız cennete gönderir.
- O halde faydalı ilimle uğraşmak, bütün işlerden daha iyidir. Faydalı ilim; dünyanın kötülüğünü, ahiret hallerinin tehlike ve korkunçluğunu anlatan ilimdir. Dünyaya yönelmiş ahiretten yüz çevirmiş kimselerin cahillik ve ahmaklığını, onlardaki kibir, hased ve riya kendini beğenmenin, hırsın, dünya sevgisinin ilacını bildiren o faydalı ilimdir. Dünya ihtiraslılarının bu ilme ihtiyacı, susuzun duru suya, hastanın şifa verici ilaca ihtiyacı gibidir.
- Müslümanlık temizlik üzerine kurulmuştur. O halde bu kadar fazilet ve kemalin bedeni ve elbiseyi yıkamaktan ibaret olan temizlik olduğunu sanma. Belki temizlik dört derecedir.
Birinci derece; kalbin Allah'tan başka her şeyden temiz olmasıdır.
İkinci derece; kalbin zahiri hased,riya,kibir,hırs,düşmanlık kendini beğenmek ve buna benzer kötü sıfatlardan arındırmaktır.
Üçüncü derece; beden ve azaların gıybet, yalan,haram yemek,hıyanet,namahreme bakmak ve bunun gibi günahlardan temizlenmesidir.
Dördüncü derece; beden ve elbisenin her çesit necasetten temiz olmasıdır. - Temizliğini güzel yapıp namazı vaktinde kılan ruku ve secdeyi hakkıyla yerine getiren kalbi huşu ve hudu içerisinde bulunan kimsenin namazı beyaz ve parlak olarak arşa çıkıp der ki: sen beni korudugun gibi Allah da seni korusun. Namazını vaktinde kılmayan temizligi tam riayet etmezse ruku secdr ve huşuu yerine getirmezse bu şekilde olan namaz siyaj ve karanlık olarak göğe çıkar ve der ki: sen beni zayi ettiğin gibi Allah da seni zayi eylesin. Sonra Allah'ın dilediği zamana kadar orada durur. Sonra eski kaftan gibi dürüp yüzüne çarparlar.
- Peygamber efendimiz buyurdu: "hırsızların en kötüsü namazından çalandır.(Kutül Kulub)
- Sahibini kötülükten ve günahtan korumayan namaz Allah'tan uzaklaşmaktan başka faydası olmaz.