- " Bu işte iyi para var" diyen biriyle ortak olursanız, paranın rızasını kazanmak için çalışırsınız. Kazandıkça kaybedenler, işte bunlardır...
- İşte size tüylerinizi diken diken edecek bir cümle: "Kuzu besliyoruz, öldürmek için." İşte size sevimli bir cümle: "Kuzu besliyoruz, kurban bayramı için." Oysa "bıçak" kelimesi her iki cümlede de geçiyor. Bu oyundan birçok ders çıkarabiliriz. İlki şu olsun: Gerçeği, satırları değil, satır aralarını okuyarak görebiliriz. Ne sandınız ya? Gördüğünüz her şey, şu ev, şu arsa, şu tarla, şu... Hepsi ölümün üzerine tapuludur. Haberiniz olsun, elinizdeki belge ve evrakların hepsi sahtedir. Adına "resmiyet" dediğimiz şey, sahteliğin meşrulaşmış halidir.
- Bir ekmek fırınının üstünde oturmak, kışın iyidir. Fakat aynı şeyi, yaz ayları için söyleyemeyiz. Demek ki avantajlar da dönemseldir.
- Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin. Bu bir cümledir. Fakat isterse dize de olabilir, özlü söz de. İnsan da böyledir. Ne isterse olabilir, hatta insan bile olabilir.
- Bütün bunlar, 'çayınızı tazeleyeyim mi?' sorusu kadar güzel.
- " Allah'ım sadece annemi babamı değil, gökyüzünü de başımdan eksik etme..."
- " Biz gidiyoruz dünya, sen çok yaşa emi", diyen şairi bir kez daha haklı buluyor ve kalıcı olanın bizim dışımızdaki her şey olduğunu düşünüyorum."
- " İnsanoğlu... Bantın ucunu arayan tırnak."
- " Gelincikleri sökmüş ve yerlerine, hiçbir şeye benzemeyen ithal çalılar dikmişler. Başka ne olabilir? Takma düş..."
- " İtiraz ediyorum: Farklı giysilere bürünsek de nihayetinde hepimiz iskeletiz."