- "İstanbul Sağlı Sollu park etmiş evler..." Sayfa 11
- "Nerede bir cenaze görsem, vaktim müsaitse eğer, hemen cenazenin peşine takılıyor, namazını kılıyor, hakkımı helal ediyor, mezarlığa gidiyor, gömülene kadar rahmetlinin yakınıymış gibi davranıyorum. Bir cenaze daha. Cenaze arabası önden gitti, yirmi kişi kadar olan bizler, camiye yürüyerek gittik. Yolda, döviz bürosunun önünden geçerken, neredeyse herkes, başını döviz bürosunun elektronik panosuna çevirdi ve o an, grup biraz yavaşladı. Ben, hemen önümdeki hacı amcaya çarptım. Aslında hacı amcaya değil, dünyaya çarptım..." Sayfa 12
- Soğuktan eliniz ayağınız uyuşmuş bir halde eve geldiniz ve hemen sobanın yanına sokuldunuz. Isınmak için sobanın yanına sokulduğunuz andan itibaren, her geçen dakika sobadan biraz daha uzaklaşır ve en sonunda odanın, sobaya en uzak köşesine oturursunuz. İlk dakikada sizi rahatlatan, huzur veren ateş; yavaş yavaş canınızı sıkmaya başlamıştır. Önce üstünüzdeki kazağı çıkarır, daha sonra evdekilerin bütün itirazına rağmen, pencereyi hafifçe aralamaya kalkarsın. Aşk da böyledir işte... Sayfa 16
- 'Ellerim vardı, bana bakardı.' Böyle diyor, kolları kopmuş olan. Sayfa 19
- "Mevsim kış, hava soğuk, güvercinler üşüyor..." Sayfa 19
- "Allah'a, bizleri ölümle tedavi ettiği için şükür etmeliyiz. Yoksa hepimiz hırs kanseri olurduk." Sayfa 19
- "İtiraz ediyorum: Farklı giysilere bürünsek de nihayetinde hepimiz birer iskeletiz." Sayfa 20
- "Vitrine bakmasını severiz. İçeriden biri "buyrun" diyene kadar." Sayfa 21
- "Ölüm,biriktirdiğimiz şeylerin altından kalkmak olmalı." Sayfa 24
- "İnsan bir fabrika olsaydı,ne üretiyor olurdu ? Mazaret..." Sayfa 26