- Devletlerin kudreti ve zaafları , ulusların gelişmesi ya da çözülmesi , yalnız yöneticilerin değerine ya da değersizliğine bağlı değildir . Yöneticiler -iyi ya da kötü- , kahraman yada canavar - ne olursa olsun , her zaman kendi uluslarının etkisi altındadır . Onlar ulusal ruhun kopyasıdır , halk yığınlarının eseridir . Onlar her zaman ulusun kendisi nasılsa öyledir . İşte bunun için şu söz söyleneli çok olmuştur : ' Her ulus haketmiş olduğu hükümete , layık olduğu yöneticilere sahiptir .
- Aydın olmak ; kent elbisesi giymek , kolalı yaka taşımak , başında modern şapka bulundurmak değildir . Aydınlar , ulusun beynidir . Ulus sizi öğrenim gördükten sonra iyi bir maaşa geçip geceleri kahvehanelerde iskambil kağıdı ya da domino başında vakit öldüresiniz diye okutmamıştır . O halde siz aydın değil , aydın küfüsünüz .Sizler ulus zekasının , irade ve enerjisinin , vicdanının uyarıcısı olmalısınız . Halkın düşünlerini uyandırıp canlandırmalısınız . Halka - köylülere , işçilere , kentlerin ayak takımına - daha iyi nasıl yaşayabilecekleri , daha iyi bir yaşamın kurucusu nasıl olabileceklerini öğretiniz .
- ?İstediğiniz türden anayasalar, seçim mevzuatları oluşturabilir, en liberal yasaları çıkartır, sosyalizm ve ya komünizmin sihirli gücüne inanabilirsiniz. Ama bizim evladımız olan yüzbinlerce çocuk hayata önemsiz ve küçük fertler olarak başlangıç yapacaksa, her türlü parlamentoya rağmen sefil, fakir ve iğrenç bir yaşantıya mahkum olacağız. Memurlar halka itinasız davranacak, Bakanlar ?politik yalancı?, milletvekilleri ise halkın sırtından geçinen vurguncular olarak karşımıza çıkacaktır. Okullar yeni nesillerin kalbini ve zekasını kurutan yerler olarak kalmaya devam edecektir, basın bedenini satmakla geçinen hayat kadınına benzeyecektir.?
- Diyorum ki: Mandanın bacaklarını düşünürken, Sokrat'ın kafasını da unutmayın. Taş gibi sert ve koyun kafalı olmayın.
- Milyonlarca insan madden ve manen çürüyor ama hiç kimse bu kokuşmayı hissetmiyor. Herkesin koku alma duyusu bozulmuş ya da herkes artık bu kötü kokuya alışmış da bunu doğal sanıyor. Fakat böyle mi olmalıdır? Milyonlarca insan doğuyor, derin bir sefalet içinde yaşıyor ve ölüyor. Bu böyle mi olmalıdır? İçlerinde yaratılıştan akıllı milyonlarca insan, hayvan gibi başıboş ve cahil kalıyor. Milyonlarca kardeşiniz ruhen kaba, zalim ve şehvet peşinde. Bu böyle mi olmalıdır?
- Evet, etrafta top beyinli gençler vardı. Futbol beyinlerin afyonu olmuştu. Topla yatıp kalkan bu genç dimağlar, kitaplardan mahrum birer bilgi yoksulu olup çıkmışlardı.
- Acı ama doğruyu söylemek gerekirse, çocuğun anası ve babası sağ olduğu ve bunlardan başka halalar, teyzeler, dayılar ve amcalar olduğu halde; çocuk, yetim gibi büyümektedir. Toplumumuzda anneli-babalı pekçok yetim çocuk vardır.
- ' Ne ekerseniz onu biçersiniz! ' ' Ne pişirirseniz onu yersiniz! '
- Lev Tolstoy, çok doğru olarak şu sözleri söylüyor : 'Hayattaki düzensizliklerin en büyük sebeplerinden birisi şudur: Herkes hayatında refaha kavuşmayı arzular.Ama , hiç kimse hayat seviyesini , kültür seviyesini yükselterek bizzat çalışma sayesinde hayatını daha iyi bir şekilde ayarlamak ihtiyacını duymaz. '
- Gökte güneşle yıldızlar,denizde balık,toprakta solucan, ovada ot,evde ana,devlette bakan..hepsi büyük yaratıcı gücün görünüşüdür.