- Hayvanlar bir Napoleon'a bir Snowball'a kulak veriyorlar, ama hangisinin haklı olduğu konusunda bir türlü karara varamıyorlardı. Daha doğrusu, o sırada kim konuşuyorsa ona hak veriyorlardı. (syf 66)
- Çok geçmeden, Squealer inandırıcı bir dille, aslında ticaret yapılmaması ve para kullanılmamasına ilişkin bir karar alınmadığını, dahası böyle bir kararın önerilmesinin bile söz konusu olmadığını anlattı...... Ortalıkta yazılı bir belge bulunmadığından hayvanlar yanıldıklarını kabullenmek zorunda kaldılar. (syf 79 - 80)
- Hiç bir hayvan asla evde yaşamamalı, yatakta yatmamalı, giysi giymemeli,içki ve sigara içmemeli,paraya el sürmemeli,ticaretle uğraşmamalı.(syf 27) ------------------------------------------------------------------------------------------ Domuzlar çiftlik evine taşındılar. Hayvanlar böyle bir davranışı yasaklayan bir karar alınmış olmasını anımsar gibi oldularsa da , Squealar onları durumun hiç de böyle olmadığına inandırmayı başardı.Çiftliğin beyni olan domuzların sessiz ve sakin bir yerde çalışmalarının kesinlikle gerekli olduğunu söyledi. Kaldı ki Önder'in (Napoleon) saygınlığı açısından, basit bir ağıl yerine bir evde yaşaması daha uygundur.(syf 81)
- Dördüncü Emir: Hiçbir hayvan yatakta yatmayacak. ?Muriel, dedi, " Dördüncü Emir'i oku bakayım bana. Yatakta asla yatılmaması konusunda bir şey diyor mu? " Yazıyı güçbela okuyabilen Muriel , " Hiçbir hayvan çarşaf serili yatakta yatmayacak yazıyor," dedi. ? Buyrukta, bir insan buluşu olan çarşaf yasaklanıyordu. Biz de çiftlik evinin yataklarındaki çarşafları kaldırdık, battaniyelerle yatıyoruz. Üstelik yataklar çok rahat! Ama inanın bana, bugünlerde bir sürü konuda kafa patlatmak zorunda kalan bizler için bir yatak çok görülmemeli. (syf 81-82)
- Ama inanın bana, bugünlerde bir sürü konuda kafa patlatmak zorunda kalanlar bizler (domuzlar) için yatak çok görülmemeli . BU rahatlığı bize çok görmezsiniz değil mi yoldaşlar? Görevlerimizi yerine getiremeyecek kadar yorgun düşmemizi istemezsiniz herhalde. (syf 84)
- Çiflikte bir iş ters gitmeye görsün, şuç hemen Snowball'a yükleniyordu.Bir cam kırılsa yada bir oluk tıkansa, Snowball'ın gece gene çiftliğe geldiği , bu işi mutlaka onun yaptığı söyleniyordu. İşin garibi, kaybolan ambarın anahtarının un çuvallarının altından çıktığında bile, hayvanlar söylentilere inanmaktan vazgeçmediler. (syf 94- 95)
- Koca Reis'in ilk ayaklanma çağrısının yaptığı o gece de Cover'ın gözünde canlandırdığı gelecekte, hayvanların eşit olduğu, açlık ve kırbaçtan kurtuldukları, herkesin eşit olduğu, herkesin kendi gücüne göre çalıştığı ve güçlülerin zayıfları koruduğu bir toplum vardı. Oysa nedendir bilinmez, kimsenin düşüncesini açıklamaya cesaret edemediği, her yerde azgın, yabanıl köpeklerin hırlayarak kol gezdiği, yoldaşların korkunç suçları itiraf ettirildikten sonra paramparça edilişini seyretmek zorunda kaldıkları bir toplum çıkmıştı ortaya. Ama aklından, ayaklanalım ya da baş kaldıralım gibisinden düşünceler geçmiyordu. (syf 101)
- Horoz önden yürüyor ve Napoleon konuşmasına başlayacağı zaman bir borazancı gibi avazı çıktığı kadar, '' Ü-ürü-üüü'' diye ötüyordu. (syf 106)
- Napoleon'un güvenliği için yeni önlemler alındı. Geceleri yatağının çevresinde köpekler nöbet tutuyor, yediği her yemek zehirli mi değil mi diye önceden genç bir domuz tarafından tadına bakılıyordu. (syf 108)
- Birinin gagasında, Pilkington'dan bir pusula vardı. Pusulada kurşun kalemle yazılmış şu sözcükler okunuyordu : ''Kendi düşen ağlamaz.'' (syf 115)