- Birçok ülkenin ekonomisi durgunluğa bırakıldı, topraklar ekilmedi, yeni makine yatırımları yapılmadı, halkın geniş kesimleri çalıştırılmadı ve yarı aç yarı tok, devlet yardımına terk edildi. Ama bu da askeri bakımdan güçsüz düşülmesine yol açtı ve getirdiği yoksunluklar açıkça gereksiz olduğundan, muhalefeti kaçınılmaz kıldı. Üretimin sürdürülmesi, ama ürünlerin dağıtılamaması gerekiyordu. Uygulamada bunu gerçekleştirmenin tek yolu da savaşın sürekli kılınmasıydı. Savaşın asıl yaptığı yok etmektir; ama ille de insanları yok etmesi gerekmez, insan emeğinin ürünlerini de yok eder.
- En iyi kitaplar insana zaten bildiklerini söyleyen kitaplardır.
- İnsanın azınlıkta olması, tek kişilik bir azınlık olması bile, deli olduğu anlamına gelmiyordu. Bir doğru vardı, bir de doğru olmayan; doğruya sarıldığın zaman, tüm dünyayı karşına bile alsan, deli olmuyordun. " akıllılık çoğunluğa bakılarak söylenmez."
- Fırsatını bulsa bile jileti kullanacağından kuşkuluydu. Birazcık daha hayatta kalmak, sonunda işkence olduğunu bile bile on dakika fazla yaşamayı kabullenmek ona daha doğal geliyordu. "Tek başına acı her zaman yetmeyebilir," dedi. İnsanoğlu, kimi zaman, acıysa dayanabilir, en ölümcül acıya bile. Ama herkesin asla dayanamayacağı, aklından geçirmek bile istemeyeceği bir şey mutlaka vardır. En azından bir soru yanıtını bulmuştu. İnsan hiçbir zaman, hiçbir nedenle acısının artmasını isteyemezdi. Olsa olsa acısının dinmesini isteyebilirdi. Dünyada fiziksel acı kadar kötü bir şey olamazdı. Felç olmuş, sol kolunu yerde tutarak yerde kıvranırken, acı karşısında kahramanlık taslanmaz, diye düşünüp duruyordu.
- Gerçek denilen, çoğu durumda güçlü bir acıyı da beraberinde getirir. Çoğu insanın acıyı beraberinde getiren gerçeği falan aramaz. İnsanların gereksinim duyduğu, kendi varlıklarının biraz daha derin bir anlamı olduğunu hissettirebilecek hoş, rahatlatıcı öykülerdir. İşte o yüzden din dediğin şey var olabiliyor.
- Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymamak demektir. Bağlılık bilinçsizliktir.
- Zaman geçtikçe paraya tapmanın bir din konumuna yükseltildiğini anladı. Belki de tek gerçek din -gerçekten hissedilen tek din- olarak bu kalmıştı bize.
- Belki de bir çocuğa en büyük acıları çektirmek onu kendisinden daha zengin çocukların gittiği okula göndermektir.
- ''Bayan'', Parti' nin pek doğru bulmadığı bir sözcüktü -herkese ''yoldaş,'' demeniz gerekiyordu- ama insan yine de bazı kadınlara ''Bayan'' demekten alamıyordu kendini..
- Insan,kendi bellegi dísinda hiç bir kayít olmayìnca en belirgin gerçegi bile nasìl kanítlayabilirdi ki ?