- " Okur, bir kitap fahisesidir genellikle: Birinden ötekine gecmekte sabisizlanir, birkacini bir arada okuma sapkinligina kendini kaptirir,okumasi gerektigine inandigi kitap sayisindaki kabarma onu hizlanmaya, sicrayarak nektar toplamaya yöneltir" "Yazmak, ´ben olsaydim´ sözünü ´ben oldum´a tasimaktir." " Önce ben yazarim kitabi.Sonra her okurla yeniden yazilir o."
- Bazı kararları kendiniz, enine boyuna düşündükten sonra verirsiniz; bazı kararlarsa, sanki içinizdeki tanımadığınız bir merci tarafından hazırlayıp önünüze sürülmüş, verilmişlerdir.
- Konuşursanız geridönüşü yoktur, susarsanız öyle değil: Dilediğiniz an giz kilidini açmak, açılmıyorsa kırmak sonuçta size kalmıştır.
- "Okumanın ayrılmak, içeriye çekilmek olduğunu söylememiş miydim, eminim en az bir kez söylemişimdir. Bütün evren kenarda durur okurken. Bir kitabın sayfaları arasına daldığınızda, ötekiler, sesleri ve sözleriyle kaybolurlar. Aydınlık, ılıman, korunaklı bir diyardasınızdır; karanlık, sert, ürkütücü bir yazının harfleri gözünüzün önünden akıyor olsa bile. Ondandır ışığınızı söndürüp başınızı yastığa koyduğunuzda sizi kuşatan gerçek dünyanın yerini daha gerçek bir dünyanın alacağını bilirsiniz. Böyle okumamışsanız hiç, siz henüz yaşamamışsınız demektir.. "
- "Kütüphane atmosferinin birleştirici özelliğinin ayırıcı olanına ağır bastığını söyleyebilirim."
- "Ben kitaplarını insanları oyalamak, kandırmak, sıkıntılarından uzaklaştırmak için yazan hiçbir yazarı kütüphaneme sokmadım!."
- "Hayatım kitapların arasında, ortasında geçti.Birkaçını yazdım, birçoğunu yaptım, daha çoğunu okudum, okumak için edindim, edinmek için elledim, sayfalarını karıştırdım, evimin duvarlarını kaplamalarından zamanla bir tür güvence duygusu yonttum.Neredeyse bütün düşüncelerimin, duyularımı harekete geçiren kıvılcımların kaynağında, kökünde, kuyusunda yeraldı kitaplar."
- İçimize kazınmış yolculuklar birer loş düş ve hiçbir zaman hiçbiri gerçekleşmemiş tasarılardı oysa.
- Şairlerin onda dokuzunun masa başı işi olduğunu söylerdi E.B..... s.6
- ...İnsan,içindeki firarinin gardiyanı. s.70