- "Hayatında bir kez daha kendisini düşerken seyretmeye başlamıştı ve bu düşüş sersemletici bir tempoyla hızlanarak yaşama arzusunu azar azar aşındırıyordu,içerideki bir yaradan sızan kan gibi,görünürde kesik olmadan. "
- "Hayat etiyle kanıyla gerçek hayat gramer kurallarının içinde ikamet etse de sürekli sistematik olarak bu kuralların dışına çıkmak için patikalar açıyordu kendine.Hayat ,gramer kurallarının gerekliliğine göre cümleler kuruyor ama ardından orada burada delikler açarak dilin özünün sızmasına ,kendi yolunu bulmasına imkan tanıyordu."
- "İşte Ömer'i her şeyden çok korkutan o saklı yerdi,çünkü Gail bir kere oraya yuvarlandı mı peşinden içeri girmenin ya da onu dışarı çekmenin bir yolu olmadığını öğrenmişti artık.Onu daha da endişelendiren o meçhul mekanın kapalı olmaması ,başka bir alana,varoluşsal bir yeraltı dünyasına açılan bir kapı olması korkusuydu.Geçmişin zehriyle yüklü ve esrik ,dipsiz bir azapla düşüyordu Hades'in derinliklerine Gail."
- "Sanırım hepimiz bir mucize bekleriz,ama farklı şekillerde."
- "Hepimiz benzer beklentiler taşırız.İsimleri başka başka olsa da altında yatan aynı temel özlemdir...Tekdüze hayatlarımızı aydınlatacak bir mucize.."
- "Ama belki de hayatın doğası böyleydi, hep de böyle olmuştu.Yokluklar kanunu her bütünde bir oyuk ,bir kayıp ,bir gedik olmasını gerektiriyordu."
Araf-Elif Şafak - "Rastlantıların kendine has bir büyüsü vardır."
- "İsimler insanların varoluş kalelerine uzanan köprülerdir."
- "Onun yalpalayan bedeni ve daha da beter yalpalayan ruhu üzerinde giderek ağırlaşan duygusal sömürüler uygulamaya muktedir olduğunu gayet iyi bilen Abed ,ayrılırken arkadaşına sıkı sıkı sarılmaktan kendini alamadı."
- biliyordu ki senin düşmanına ihanet edip , sonra sana gelen adamdan asla dost olmazdı. Bugün kapına köpek olan , yarın senide ısırıp başkasına yaltaklanırdı.