- Zaman, zaman kendime rahiplerin neden bütün duaları Latince okuduğunu sorardım. Peter, bunun nedeninin bütün azizlerin sadece Latince konuşması ve Tanrı?nın İngilizce anlamaması olduğunu söylemişti.
- Aslında çoğu benim sorunumu garip bir üstünlük, neredeyse tanrısal bir özellik olarak kabul ediyordu. Bana tuhaf, çocuksu bir tavırla saygı gösteriyorlardı.
- O benim için bir anneden daha fazlasıydı;savaştaki silah arkadaşımdı. (Sayfa 82)
- Yazmak, ölümsüz olabilir ama sesin yaptığı gibi iki insan arasındaki boşluğu kapatan bir köprü kuramaz.
- Fark etmek acıydı ama gerekliydi.Gözlerimi kapatıp hakkımdaki hoş olmayan gerçeklere sırtımı dönmenin bana ne yararı olacaktı? Bunu yapmayı birçok kez denemiştim; fakat son sınavı biraz daha ertelemekten başka bir şey yapmıyordum; bir şekilde yaşanması gerekiyordu. Yaşandı, beni mutsuz da etti, bir dönem acı verdi, fakat sonunda kendi içimde daha güçlü olmamı sağladı. Asla diğer insanlar gibi olamayacaksam, en azından kendim gibi olacağım ve kendini gibi olmak için elimden geleni yapacaktım.
- İnsanlar ve ulusları birbirinden ayıran engeller ortadan kalkmış, hepimizin hissettiği ve ancak acının ortaya çıkarabildiği anlayış ve iletişime duyulan ihtiyaç bunları yıkıp yok etmişti.
- Her şeyden önemlisi kendimi unutmayı öğrenmiştim.
- Tony, bana dünyadaki her şeyi Tanrı'nın inşa ettiği söylediğinde, ona pis bir yalancı olduğunu söyledim, çünkü babam, evleri sadece duvar ustalarının yapabileceğini söylemişti ve Tanrı'nın duvar ustası olmadığını biliyordum.
- Doktorların ona söylediği gibi bir embesil olduğuma inanmıyor ve inanamıyordu.
- Akrabalarımın,benim bir geri zekâlı olduğum ve bunun asla tedavi edilemeyeceği konusundaki düşünceleri ispatlanıyor gibiydi.