Bir firavunun ölümsüzlüğü ile ilgilendiğinizde, insanlar arasında geçen olaylar anlamsız oluyor.

-Sarayda etkili bir çok kişi senden hoşlanmıyor. -Peki benim kusurum ne? -Kendin olmak

Uzun yılların tecrübesi ,değeri biçilemeyen bir hazinedir.

Bugüne dek sen benim avucumun içinde bir yıldız gibi saklı duruyordun.Bu gün parmaklarımı açıp seni serbest bırakıyorum.Ya parılda ya da ortadan kaybol.

Eski insanların yolundan git,çünkü onlar hayatı senden önce tanıdılar

Tanrı çölü ,insanlar sussunlar ve gizli ateşin sesini duysunlar diye yaratmıştı.

-Öğrenmeye hiç ara verme.bir gün saygın bir kişi olacaksın -Bu kendi gerçeğine ulaşmaktan daha mı önemli?

?İşte görevin simgesi? diye açıkladı.?Herkes ,kendi nefsiyle ilgilenmeden önce yaşamdaki görevini bulmak ve gerçekleştirmek zorundadır.?

Günün birinde yenilerek egemenlik altına girmiş bir ulus,ülkesini işgal edenlere karşı başkaldırarak galip gelebilirdi.Buna karşılık sadece küçük bir grubun düzenlediği ekonomik yasalar ağının içine hapsolmak ,böyle bir uluşun bütün direnme girişimini ortadan kaldırabilirdi.

-Evet size açıklamak istediğim bir şey vardı.. -Peki neden tereddüt ediyorsun? -Ağzımızdan çıkan her şey ,eğer dikkat etmezsek bizi lekeleyebir de ondan..