- ''Kırbaçla ayağa kalkarlardı 'biz artık... anneciğim.. dağımıza..' ruhum geçer bedenine yüz bin kara nokta yemiştir soyrad ..ve nasıl olan oldu - o ve yeni uygar dostları Bir noktalar anlaşmasıdır fabrika baca ve duman Anne onları kapıya kadar uğurla gel Delinen böğrüme bir sed geçer 'yapmayın yapmayın' çığlıkları Güneş doğsun mu doğmasın mı kararsızım Başlarını bana çevirmiş büyük baş hayvanlar londra moskova vaşington berlin pekin hava ceryanları sarsılan ikindiler korkularımız intihar dönemlerinde kötü bir alışkanlık peyda olmuştur bağ budama hasat zekat evlenme hoş görme ''
- "çünkü ağaç işarettir içimizin sorularına kuş işarettir doğup ruhları dev gibi sallanan çocuklara"
- ''Susunca Zeynep Dağdan kentten köyden kasabadan Bir ışık bir sıcak bir karanlık Bir çocuk yalvarışı bel burkulması Bir erkek çaprazı adele kıvranışı Bir zehir düşünce içine çabalasın Cesur cesur eşyaya dökülürken kadınlık''
- ''Artık dayanamam Yabancı isimlerin ebelerinin içinden Yabancıların ter kokusunun içinden yabancının buyruğu ile geçmeye Ey toprağım kalkamadığım Üs kimin üssü Kime ait minare Ey sen karşımda paylaşılan Alna dudağa ve kalbe ayrılan Sen aşkım sabah doğrulunca bağırdığım Geceleri sancınla kıvrandığım Karanlığı itiyorum yine gelir Sabahı seviyorum özlüyorum Seni aydınlığa getirip anlıyorum Daha sonra ışıksızlıkta anlamsız Ve sancım var''
- ''Biz dördüncü Muratın kılıcının sivri ucunu tutuyoruz Keskin yanında karılarımız ve çocuklarıyla Hızla akan bir vatan tutular Aşkın ve birlikteliğin çatısını orada kurdular''
- ''Gidip bilmediğin kentlerin Böğrünü delen harp mikkaplarını gördüm Kartpostal tüccarlarını Kilise ortak pazar dirlik orak çekiç Ve asya ve afrikaya ayak atma postallarını Ve kimseyi göstermeyen aynaları Ve bir istasyonda Hatta önemsiz bir memurun yakınında İçinden asya çıkan bir balya Geleceği Ormana terk etmeği dener gibi yeni doğan çocuğu Ananın karın bulaşıklarını arımadan Çalıları ve topraklaşan yaprakların içine Alabildiğine gevşeyip bırakılmış gerginliğin ortasına iterek Geleceği ormana iter gibi ormana iterek Meleklerin hayatını yaşamaya Gidelim sizinle kendimde insan olmadan Kimseyi insanlamadan yaşamaya Sıcak kayayı arayan iki tavşan gibi Evleri korkutmadan uluyan kurtlar gibi Bellemeden Etle bilinçlemeden Evdeki sevincin ballanan hüzünleri Bilmeden aşkı ve aşk benzerini Çocuk sesinin düzgünlüğünü arayan bir çeşit insan olarak''
- ''Kuşkusuz. Yanımda olaydın Testiyi deler ırmağı temizlerdik Avucumuzla buz gibi içer Bileğimizden akan toprağa düşerdi''
- Ne kadar öldürürlerse kendileri o kadar hayatta kalacak gibilerdir.
- Namaz, kalbin iştiraki nispetinde namaz olmaktadır.
- Güzellik uykuyu bırakınca görülebilir. Aksi halde baş tarafı dinlenmemiş bir masal gibi güzelliği anlamak da zor. Güneş doğduktan sonra gözlerini açanlar için geçen her dakika güzelliği anlamak için kaybedilmiş olacak. Kuşlar Horozlar Yararlı bütün yaratıklar Ve Müslümanlar herhalde bunun için daima güneş doğmadan kalkıyorlar.