- "sabırla titreyerek öyle yalın ve kimsemiz olmadan oturacağız kıyısında ayrılığın"
- Yedi tane güzel adam tanımak güzeldi:)
- Ülkeye tez giden ayaklarımla varıyorum Kanım temizliği seven bir kolla atılıyor durmadan Yıkanmış güneşte yeni kurumuş çarşaflar gibi Serin ve ürpertici gövden Yaklaşmaktasın ve /çok yakınıma taşıdığın / güller Sana canı gönülden aşık oldum meleğim Kollarına gümüş bilezikler düşündüm Dost buldukça onlara Kalın kaşlarını övdüm
- Öğretmeden ve öğretilmeden İslam yoktur. Hiç bir şey öğrenmeden ??kalbiniz temiz olsun kâfi'? derseniz o kalpler pis olur kararır.
- " bana hissettirdiklerini seviyorum sanki, her şey mümkünmüş gibi, sanki, yaşamaya değermiş gibi. "
- Bir şey söylemedi. Ben de nasıl devam edeceğimi bilemedim . . . Birbirimizle içimizden konuştuk. Ben onunla içimden konuşuyordum. Birbirimize bakmadan denize baktık. İstanbul'du. "Sensin" dedim. Değişiklik olsun, kendimizden çıkalım, başka bir kişiliği deneyerek o feci konuşamamayı dağıtmak için. Bir şey söylemedi. Ben de nasıl devam edeceğimi bilemedim . .
- Tarifini sorsalar; her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi.. az kalsın ölüyormuşum gibi..
- Artık, söylenecek her şeyi bir fasl-ı hazana bırakmış öylece yanmıştık..!
- Hep şunu öğütleriz: İçinize dönün. Çabucak, daha ilk adımlarda kaybolacağınız, tanımadığınız bir yerde ne işiniz var? O halde dönmeyin. Sanat yapıyorum adına içinizin kendi halinde düzenli kılcal akıntılarına, kendi öz ışığında yolları, çıkışları belli kentine, bilmediğiniz araçlarla girince perişan olacaksınız. Peki diyeceksiniz, üstün şeyler, ruhun yücelikleri, adalet ve merhamet olguları, sevgi, inanç, bunlar nerede? Onları öğerken, öğütlerken ve biz benimserken; onları bulacağımız yer neresi? Şöyle söyleyeyim: Hareketlerinize dönün. Onları gözlemleyin. Güzelleştirin ve göreceksiniz onlara içinizden biçeceğiniz değerler, dengeler sizin içinizle dışınızla birlikte güzelleştirecektir. (Ah diyorum güzelliğin güzelliği)... sayfa 157,158
- İnsan hesapsız çocuk üfürük..