- Anladım ki kalbimi kendi gövdemde taşımıyorum, tersine onu ağır ağır ürperen suları üzerinde, dışardan düşmüş, nerdeyse bir felaketten arta kalmış, bir çöp parçası gibiyim. Dizlerim o yüzden titriyor ki, ben de su olmalıyım. Her şeyin bu sudan ibaret olduğu bir alemde neden çöp olarak kalayım. Ve anladım ki çaba gösterip ıslanmak gerek. Bize içinde o çöp eriyip görünmez olan su gerek.
- Sanki daha yakın, en yakın olabilme imkanı için vücudumuzun alacağı hiçbir şekil, sanki alnımızı koyacağımız bir alınlık temiz bir yeryüzü kalmamış.
- Küçücük oluşlarda, hemen yakınımızdaki selametlere koşacağımıza amansız gururumuza boyun eğip hazımsızlıklar içinde birdolu ufak sıkıntının altında ufalandık durduk.- ve umutsuzluğun kapımızdan ayrılmaması için az mı çabaladık.
- İnsan da dahil eşyaya duyulan kelime sevgi kelimeyledir. Onunla başlar, ?birden sevdim? deriz, ya da ?çok seviyor? deriz, bakın kelimesiz anlayamıyoruz bu sevgiyi. Ve bu sevgi, kelimeleri hangi tertip içinde kullanırsak kullanalım, yüksekliği kelimenin yüksekliği kadardır. Ve ? sevgi öldü?, ? artık sevmiyor? dediğimizde, sevgi kelimeyle çeker gider.
- İçimiz bir dolap değil ki açıp bakalım. Açıp gösterelim. Yine de anlatıyoruz ama. Bizi farkedince eşyaların arasına gizlenmeye çalışan bir böceğe benziyor anlattıklarım. Eşyayı kaldırınca kımıldamadan durduklarını görürsünüz. Söylediklerim bir defterin yaprakları arasına kıvrılmıştır. Sayfaları açtıkça onları göreceğimi sanıyorum ama, anlıyorum ki asıl söylediğim şeylerdir altına gizlendiğim. Farkedilmesinden korktuklarımı kapadığım eşyalar oluyor anlattıklarım.
- Bense anahtarı yalnız bende bulunan bir odaya girer gibi okurum şiirimi. Onun hatıraları bendedir.
- Şiir kendisi var. Bir raslantıyla değil, tersine bir özel irade ile çıkıyor yeryüzüne. Barajdaki su, kendine bırakılmış kanallardan akar. İnsan bütününün arkasında bekleyen şiirin aktığı kanallar değil mi şair? Şairler olmasaydı, şiir üzerimizden aşar, hayatı besliyemez, seliyle öldürürdü.
- ? hiçbirini tanımadığım ve birbirlerini tanımayan insanların bakışlarındaki esrarı kendi inançlarım içindeki yerini ve yorumunu bulmaya çalışıyorum.
- Sen bana bir ufuk açıyorsun Dimdik karşı dağlara bakıyorum Ben sana bir dağ çeliyorum Dimdik karşı ufka bakıyorsun Kupkuru gözlerimize sürme çekiyoruz Bir adım daha atıyoruz
- Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız. Bir şehir kadar kalabalıktır bazıları Bir dehliz kadar karanlıktır bazıları Konuşurlar İsterler Susarlar