- Bazen merak ediyorum, hayatta kaybetmeye mahkum olduklarının farkındalar mı diye.
- Neticede ahlak, herkese üç aşağı beş yukarı aynı şekilde davranabilmek değil midir?
- Bütün orta sınıf çalışanları gibi iş günlerini hafta sonunu bekleyerek, hafta sonunu da iş günlerini özleyerek geçiriyorlardı. Ömürlerinin son dakikasının nasıl geldiğini anlamayacaklardı bile. Sistemin zaferi.
- ... dünyada yaşayan bütün insanlar itici, hatta kötü değil miydi? Varlığımızı sürdürebilmek için kötü olmak zorundaydık. Zamanında iyi insanlar var idiyse bile artık yeryüzünde onların genlerinden eser kalmamıştı.
- Adalet denen şey bir yalandan ibaretti. İnsanlar suç işledikleri için değil suç işlenmemesi gerektiği için cezalandırılıyordu. Sistem gaddarca bir caydırıcılık üstüne kurulmuştu.
- Hayat her durumda sonu kötü biten bir hikaye değil midir zaten?
- ''Seviyorsan serbest bırakacaksın.'' dedi. ''Geri dönerse senindir, dönmezse hiçbir zaman senin olmamıştır.''
- Açıkçası aşk hakkında atıp tutan erkeklerden daha itici bulduğum pek az şey vardır şu hayatta, yine de görmezden gelmek imkansızdı; Gerçek ya da kurgu, bütün hayat aşk denen yalan çevresinde dönüyordu sanki. Üstelik tecrübe gösteriyordu ki, bu zıkkım, mutluluktan ziyade bir felaket müjdecisiydi. Peki neden herkes onun peşindeydi? Ya da öyle miydi hakikaten?
- ...''Tanrı gibi düşün,'' dedi babam. ''İnanıyorsan varolup olmaması önemli değildir. Ayrıca en büyük inkarcının da en inançlının da içinde bir nebze kuşku vardır. Ve elbette ki, aşk da Tanrı da ölümsüzdür.''
- Ben aşkı hayattan çok ölüme benzetirim... ve insan bir kere ölür.