- Soyculuk anlayışımız antropolojik ırkçılıkla, diğer milletleri küçük gören saldırgan ırkçı anlayışıyla hiçbir benzerlik göstermez. Dokuz Işıkçı sistem, soy birliğini, antropolojik (lâboratuvar) ırkçılık, yerine, ruhî bir prensip, psikolojik bir olay olarak görür. Aslolan aynı soydan gelme, aynı millete mensup olma inancıdır. Kalbinde başka bir ırkın gururunu taşımayan, kendisini samimi olarak Türk hisseden ve Türklüğe adayan herkes Türk'tür. Türk soy ve milletindendir. Millet anlayışımızın temelinde yatan soyculuk fikri, işte bu çeşit bir soyculuktur.
- Bir kimsenin siyasi demokrasiden, siyasi hak ve hürriyetlerden faydalanabilmesi, ekonomik imkânlarına bağlıdır. Ekonomik imkânlara sahip olmayan bir insanın hak ve hürriyetlerden istifadesi, sadece anayasa ve kanun metinlerinde kalır. Bir insanın, meselâ seyahat hürriyetine, mal - mülk edinme hürriyetine, eğitim hürriyetine sahip olabilmesi için, ona bunları sağlayabilecek maddi imkanları temin etmek gerekir.Siyasi demokrasi, ekonomik bakımdan kuvvetli ve üstün olanların demokrasisidir. Bir ülkede liberal - kapitalist sistem yürütülmekte ise, bu ülkenin demokrasisi sermaye sahiplerinin çıkarına işleyen bir demokrasidir. Bu çeşit demokraside devlet organları, özellikle yürütme ve yasama organları kapitalistlerin hizmetindedir.
- Milliyetçiyiz, Türkçüyüz. Neden Türkçüyüz? Çünkü milletimiz Türk milletidir. Türkçülük ne demektir? Türkçülük, Türk milletinin hayatının her safhasında yapacağı her şeyin Türk ruhuna, Türk geleneğine uygun olması ve Türk'e yararlı olması amacının, fikrinin ön planda tutulmasıdır. Türkçe konuşacağız, Türkçe?yi daima her şeyin üstünde tutacağız. Yapılacak her işde Türklük ruhuna Türk'ün özelliğine uygun ve Türk milletine yararlı olması şartını gözönünden kaçırmayacağız.
- Türkiye'mizin temel meselelerinin başında bugün milletimizin içine yuvarlandığı manevi burhan gelmektedir.Hiçbir millet maneviyatsız ayakta duramaz.Tarihte çok devletler çok medeniyetler kurulmuş, çok yükselişler olmuştur.Fakat bunların hiçbirisi paranın kuvvetiyle, varlığıyla veya kalabalığın kuvvetiyle değil, sadece ve sadece insanların gönlündeki temiz iman, maneviyat ve ülkülerle mümkün olabilmiştir.
- Batı memleketlerinin milletimizi kalkındırmakla hiçbir ilgisi olmayan bir takım lüzumsuz aletlerini, modalarını taklit etmek, kopya etmek, sadece ve sadece Türk milletine israfa mal olan, Türk milletinin kazancını, değerlerini israfa sebep olan batı tüketimini taklitten ibaret kalmış; buna karşılık memleketin asıl acısını, asıl derdini teşkil eden üretim sağlama faaliyetleri ile ilgilenilmemiştir.
- Türk Milleti tarihte hiçbir zaman maddeci bir görüşe sağlanamamıştır. Islamiyet'le müşerref olduktan sonra ise böyle sistem ve düşüncelerle daima mücadele etmiştir.
- Bu halden sıyrılmak, ayrı partilerde ve aynı saflarda da bulunsak birbirini seven, sayan vatandaşlar olarak yan yana ve iç içe yaşamayı temin etmek için yeni çareler, yeni tedbirler içinde olmalıyız.
- Ülke basit bir toprak, ruhsuz bir coğrafya parçası değildir.Ülke ataların, çocuk ve torunlarına, tarihin binlerce yıllık seyri içinde millet denilen büyük varlığın devamı için kan ve ruhlarıyla meydana getirip emanet ettiği Kutsal Vatan'dır.
- Insanlar inançla, ülküyle yaşarlar, mutlu olurlar ve yükselirler.Inançsız ve ülküsüz bir kimse kendisini boşlukta bulur ve sadece içgüdülerinin tesiri altındaki olaylar içinde sürüklenir, davranışları ve hayatı tesadüflere bağlı kalır.
- Fikirler, ülküler ve inançlar silah kuvveti ile polis gücü ile veya kaba kuvvetle hiçbir zaman ezilemez, önlenemez ve yenilemez.Fikir, ülkü ve inançlar ancak kendilerinden daha doğru, daha güçlü, daha üstün fikir, ülkü ve inançlarla yenilgiye uğratabilirler.