- Yoksa, istihsal sağlamayacak olan bilmem nerede süslü hükümet binası, tiyatro binası, şunu bunu yapmak, yanlış istikamette bu memleketin imkanlarını kullanmaktır, doğru değildir.
- Türk milletinin kalkınmasında güzel sanatların, memleketteki her çeşit faaliyetin ve özellikle fikir faaliyetinin, yazı faaliyetlerinin, güzel sanatların Türk milletinin milli varlığını korumak, geliştirmek, Türk milletini uyandırmak ve yükseltmek yolunda seferber edilmesi lazımdır.
- Türk milletini bozacak, Türk milletini zarara uğratacak, onun hayatı için tehlike teşkil edecek hiçbir harekete hürriyet tanınamaz.
- Bizler genç-ihtiyar, erkek-dişi Bozkurtlarız. Başkalarını taklit etmeyiz. Başkalarını taklit etmeğe karşıyız. Bizim yolumuz Dokuz Işık yoludur. Ne komünizm, ne kapitalizm!
- Davamız kutsaldır. En büyük davayı savunuyoruz. Herkesten büyük ve kuvvetlisiniz. Bugüne kadar Bozkurtlar, 9 Işıkçı Türk milliyetçileri olarak Türk milletine en büyük hizmeti yaptınız. Bunu hiçbir zaman unutmayınız.
- Bizi kafirlikle suçlayanlar, kendilerinin ne olduğunu biliyorlar mı? Bu adamlar madem müslümandır ve madem müslümanlığa karşı olan zararlı faaliyetlere düşmandır, neden evvela baş düşman olan, dini inkar eden komünizme veya Yunan Megalo İdeası'na çatmayıp da, milliyetçiliğe çatıyorlar? Bunca melanet dururken, İslamiyet için tek tehlike milliyetçilik mi, tek tehlike Alparslan Türkeş mi? Bu adamlar her şeyden evvel samimi değildir.
- Bir Bozkurt, bir Ülkücü her hareketi, davranışı, oturması, kalkması, konuşması ile Türk Milliyetçiliğinin, Dokuz Işık'ın propagandacısıdır.
- Yenilmez olmamızın sırrı, inançlardan, ülküden, büyük davadan dönmemek, taviz vermemek ve asla yenilmeyi kabul etmemektir.
- Dünya üzerinde milletler arasındaki münasebetlerde değişmeyen katı gerçek hak kuvvetindir ilkesi olduğunu söylemiştim. Türk milleti kişi olarak ve toplum olarak tarih boyu yaşadığı her çağda, hakkı ve adaleti birinci planda tutmuştur. Bugün de Türk milleti olarak biz, hakkın kuvvetin olması, kuvvetin emrinde olması görüşüne karşıyız. Türk milleti olarak biz daima adaletin ve hakkın, hukukun her şeyin üstünde yer alması görüşünde bulunan insanlarız.
- Her millet kendi milletini ileriye götürmek, yükseltmek, ahlâkta, maneviyatta en üst düzeye çıkarmak, iktisatta, refahta dünyanın en refahlı toplumu haline getirmek çabası içindedir. Bu çabasını, başka milletlerin zararına olsa da, başka milletlerin sırtından olsa da sürdürmektedir. Milletlerin birbirlerinden lütuf bekleyerek, birbirlerinden merhamet ve şefkat umarak yaşamaları mümkün değildir. İnsanlar gibi milletler de kendi güçlerine ve kendi çatışmalarına güvenmek zorundadırlar. Bir milletin çıkarlarını koruyabilmesi ve kendi insanlarını refahlı, huzurlu, güven içinde yaşatabilmesi her şeyden önce kendisinin çalışmasına ve güçlü olmasına bağlıdır. Dünya üzerinde çok eskiden beri hüküm sürmüş olan ilke, kanun bugün de yine hükmünü sürdürmektedir. Bu ilke, bu kanun milletler arasındaki münasebetlerde ?Hak kuvvetindir?? kanunudur. Haklı olanın kuvveti yoksa, hakkını alması, hakkını saydırması mümkün olamamaktır. Eski çağlar da mümkün olamamıştır. Bugünkü dünya üzerinde de mümkün olamamaktadır.