- Bir gün bana "Yaşamak öylesine güç ki!" demişlerdi. Söylenişi de aklımda. Bir başka kez de biri "En kötü yanlış acı çektirtmektir," diye mırıldanmıştı. Her şey bitti mi yaşam susuzluğu sönmüştür. Bu mudur mutluluk dedikleri? Bu anılar boyunca ilerlerken her şeye aynı sessiz giysiyi giydiririz, ölüm de renkleri soluk bir tuval gibi görünür. Kendi kendimize döneriz. Sıkıntımızı duyarız, böyle daha çok hoşlanırız kendimizden. Evet, mutluluk belki de budur, acımalı mutsuzluk duygumuzdur.
- Asıl önemli olan bir kaçma imkanı, değişmez ve şaşmaz bir gidişatın dışına atlayış, umudun bütün şanslarını taşıyan delice bir koşuştu. Tabii umut, koşup giderken bir sokağın köşesinde, daha kurşun havadayken vurulup ölmekti. Fakat iyi düşünülürse, hiçbir şey bana bu kadar talihli olabileceğimi umdurmuyor, aksine her şey bunu engelliyor, mekanizma beni sımsıkı kavrıyordu.
- Fakat herkes bilirki hayat,yaşamak zahmetine değmeyen bir şeydir.
- Tuhaf biri olduğumu, beni kuşkusuz bu yüzden sevdiğini ama belki günün birinde yine aynı sebepten nefret edebileceğini mırıldandı.
- Yalnız zaman gerekiyor mutlu olmak için.Çok zaman .Mutluluk da uzun bir sabırdır zaten.Ve çoğu kez, para aracılığıyla zaman kazanmak gerekirken,yaşamımızı para kazanarak tüketiyoruz."
- Yakışıklı değildi kuşkusuz. Ama güzellik salatayla yenmezdi. Üstelik adam öyle iyi biriydi ki. O ona, o da ona değer veriyordu. Bunun dışında bir şey midir, aşk?
- Adam beni anlamıyor, hafif tertip içerliyordu bana. Benim de herkes gibi, tamamen herkes gibi olduğumu söylemek istiyordum ona. Ama aslında bütün bu sözlerin pek de faydası yoktu, ben de üşenerek bunları söylemekten vazgeçtim.
- Bir insan yaşamının yarısı söylenmeyeni anlamakla,başını çevirmekle,susmakla geçer.
- Baskına uğramayı hiçbir zaman sevmemişimdir. Başıma bir şey gelecekse, gözümün önünde gelmesini tercih ederim.
- ... Fakat herkes bilir ki hayat, yaşanmak zahmetine değmeyen bir şeydir. ...