Hayatı bir brüt yaşarsınız, bir de net. Geriye dönünce hatırladıklarınız net kısmıdır. Hatırlamadıklarınızsa fazlalıklar...

Ve 16 milyar insanın başına geldiği gibi bu dünyadan göçüp giderken en azından, gökyüzünden şöyle bir aşağıya bakıp "Benim de bir katkım odu, Allah'a şükür diyebilirsiniz.

Yabancı bir işadamı gelmiş Türkiye'ye, pazar araştırması yapıyorlar. İşadamı sormuş kendini gezdiren mihmandara:
-Gezdiğimiz bütün dükkanlarda bir firmanın logosu var, ne iş yapıyor o şirket?
-Bir gösterir misiniz?
Girmişler bir dükkana göstermiş Avrupalı yazıyı. Kocaman "MAŞALLAH" yazıyor.
-İşte bu şirket.
Mihmandar düşünmüş düşünmüş, cevaplamış:
-O Türkiye'nin en büyük sigorta şirketi.

Fizik kanunlarına göre, iki şey aynı anda bir arada olmaz. Eğer beyninize olumlu düşünceyi yerleştirirseniz, olumsuz düşünce oraya yerleşemez.

Hem zekilerin hem de aptalların başarısızlıkları vardır, zekilerin farkı, ders almalarıdır.

Bir Portekiz atasözü der ki: "Yaşadıkça yaşlanmazsınız, yaşamadıkça yaşlanırsınız."

İnsanlar göz bebeklerini kontrol edemezler. İnsan bir şeyden çok hoşlanmışsa göz bebekleri %450 oranına kadar büyüyebilir. "Gözleri faltaşı gibi açıldı" deyimi aslında gözler için değil, göz bebekleri için kullanılmıştır.

Etrafımdaki gençlerin bomboş bilgilerle ve ülkelerine herhangi bir sevgi taşımadan büyüdüklerini gördüm.
...
Bu ülkede 400,000 kahvehane, 15,000 meyhane ve 131 kütüphane olduğunu gördüm.
...
En üzücüsü Yunanistan'da beş yaşına kadar 1000 çocuktan 6'sının öldüğünü, Türkiye'de ise 61 çocuğun öldüğünü gördüm.

Henry Ford "İnsan öğrenmeyi bıraktığı gün yaşlanır" diyor. Biz bu ülkede 18 yaşında yaşlanmaya başlıyoruz, 30'larda ölüyoruz, 70 yaşında gömülüyoruz.

Pablo Neruda 1954 yılında Santiago Üniversitesi'nde verdiği bir seminerde "Bilgi bir ışık gibidir. Sızacak bir yer bulur ve içeri girer" diyor. Biz bu ülkede yıllardır bilgi içeri girmesin diye kapıları kapadık, çünkü bilgiyi içeri sokmazsanız ilkokul mezunu, eroin kaçakçısı milletvekilleriyle bir ülkeyi yönetirsiniz.