- Örümcek adam, Türk olsaydı.. Ya topal kalmıştı ya da ölmüştü.
Nasıl mı?
Şimdi bu gökdelenlere falan tırmanıyor ya, hani bunun kahramanlığı bu ya, tırmanarak işi götürüyor. Bir kere Türkiye'de gökdelen falan kısıtlı. Bu da mecburen, daha çok apartmana, dört katlı kaçak villaya tırmanacak.
Amerika'da tırmandığında, herkes kim kime, dum duma.
Burada biri apartmana tırmanacak olsa ortalık ayağa kalkar
"Şahin Abilerin apartmanına hırgız giriyor. Yetişiiiin!" Bütün mahalleli doluşur. Elde odun, levye, Allah ne verdiyse... Şimdi yan apartmana kaçsa olmaz. Oranın çatısı, balkonu da dolu.
-Gel gel gel, buraya gel de verem ağzını burnunu eline.
-Polis çağırmayın olum. Bunun polisi, karakolu ben olacağım inşallah.
-Len röntgenci.
-Abi, bu ölü sevici olmasın?
-Burada ne işi var lan, morga gider o zaman. Röntgenci bu.
-Bak nasıl tırmanıyor şerefsiz, gurbağa gibi. Gurbağa Adam diyelim buna.
-Hıdır Abi kurbağa tırmanamaz ki yengeç o.
-Doğru, Yingeç adam olsun.
-Güzel isim oldu.
Şimdi ağ atarak da kurtulamaz. Ağla maksimum 5-10 kişiyi yakalarsın, oysa 100-150 kişi toplanır seni dövmeye.
Hadi bir şekilde karanlığa aktın, kimse görmedi.
Dış sıvalar çürük, idareten yapılmış olduğundan, bu sefer de apartmanın sıvasıyla birlikte altıncı kattan çat diye yapışırsın yere.
Hastaneden çıkamaz Yengeç Adam. - OBAMA:
Obama, Türk olsaydı...
Başkan olur olmaz Beyaz Saray'ı komple zenciyle doldururdu, beyazların alayını işten çıkartırdı. Çaycısını, şöförünü hep Philadelphia'dan seçerdi.
Eşi sarayın tüm mobilyasını, beyaz eşyasını, dekorasyonunu baştan aşağıya değiştirirdi.
En büyük rakibini, Hillary'yi Dışişleri Bakanı yaptı ya! Türk olsalardı, aradan bir yıl geçmesine rağmen hala laf dövüşü yapıyorlardı. Hillary, Obama'ya laf sokuyor, Obama da ona giydiriyordu. Makam aracını yenileyip kendine yeni uçak aldırdıydı.
New York Times'ın başına damadını, Washington Post'un başına halasının oğlunu getirirdi.
Sonra muhalefetteki adamlarla mecliste devamlı hır gür, bağrışma vardı.
Kabinede ne kadar bakan varsa, hepsinin dayısı, yeğeni, teyzesinin çocuğu vıcık vıcık ihaleleri kapışıyorlardı.
...
İkide bir namusu, şerefi üzerine yemin eder, gereksiz parlardı. Bizim basın övünürdü: "Başkan Obama, Bulgar Cumhurbaşını'na daldı" diye. Zenci açılımı yapardı, "Zenciler Afrika'da kullandıkları dilde eğitim görsünler, İngilizceye gerek yok" derdi.
Artı, Türkün Türkten başka dostu yok. Obama'dan, Clinton'dan Türk olmaz kardeşim. - PİGMELER:
Pigmeler, Türk olsaydı... Kesinlikle erkek Pigmelerin arasında şöyle bir inanç hakim olurdu:
-Avrupalı kadınlar Pigme erkeklere hasta!.
"Niyekine?" derseniz ki öyle demeyin. "Niye ki?" deyin.
Bunlar kahvede, iş güç yok, bütün gün birbirilerin doldururlar.
-Olum, Avrupa'da herkes şarışın ya.
-Ha...
-İşte İsveçli idi, Alman idi, hepsi öyle siyah tene, küçük malafata hasta oluyormuş, alışık değiller ya, canları çekiyormuş.
-Nereden biliyorsun?
-Hilmi Abi gitti ya, o didi. Düzmediği karı kalmamış.
-Hadi ya.
-Tabi oğlum.
-Ya, biz biraz da göbekliyiz abi.
-Olum, kadınlar, erkekte asıl göbeği sever. Ne öyle zayıf zufuy, balkonsuz ev gibi. Tabii ki göbek olacak.
... - İyilik yap, karşılık bekleme.
Bilgi paylaş, karşılık bekleme. - Herkes kendi evinin önünü süpürse sokaklar tertemiz olur." diye bir laf var ya, sakın inanmayın, silin kafanızdan. Eğer bu ülkede kendi evinizin önünü süpürürseniz görevinizi yapmıyorsunuz demektir. Çıkın ve bütün sokağı süpürün, çünkü herkes evinde sokağını ve ülkesini televizyondan izliyor ve çöpünü sokağa atıyor.
İşin acı tarafı, televizyondan gösterdikleri sokak sizin gördüğünüz kirli sokaklar değil.
İnin ve sokağı süpürün, kafanızı kaldırıp size çöp ve laf atanlara bakmadan. - "Geçenlerde haberlerde izledim, insanların böbreklerini çalıp 75.000$'a satiyorlarmis. Beyin herhalde en az beş yüz bin dolar eder. Organlarimizin toplam degeri en azindan bir milyon eder. En parasizim diyen bir adamın bile en azindan doğduğunda, Allah'ın verdigi milyon dolarlık serveti var. Hiç bu açıdan düşündünüz mü? "
- Okullarda önce dersleri alırsınız, sonra sınav olursunuz.
Gerçek hayatta ise tam tersidir.
Önce sınav olur sonra ders alırsınız. - Mevlana der ki; Aptalın karşısında kitap kadar sessiz ol.
- Ya bir yol açın, ya bir yol bulun ya da yoldan çekilin.
- İnanç görünmeyene inanmaktır.