- Ey zayıflık ! Senin adın kadın olmalı.
- "Masum uyku...her günün dertlerinin sonunda kaygılarımızı alan uyku, ağır işin rahatlatıcısı, incinmiş zihinlerin merhemi, doğanın ikinci şansı, hayat şöleninin ana yemeği.."
- "Hayat yürüyen bir gölge..Büyük sahnede küçük rolünü oynayan zavallı bir aktör, bir daha adı hiç duyulmuyor..Bir budalanın anlattığı hikaye, gürültülü, tutku dolu..Ve hiç anlamı yok."
- ...
İnanıyorum söylediğini candan söylediğine,
Ama bugünkü karar yarın bozulur çoğu kez.
Hafızanın kulu olmaz kararımız,
Çabuk doğduğu için büyümeden ölür,
Nasıl ki ham meyve dalında durur da,
Oldu mu kendiliğinden düşüverir yere.
Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak,
En çabuk unuttuğumuz şeydir, ne yapsak.
Tutku bitti mi, istem de biter gider,
Ateşli sevinçler de kederler de
Yeminleri yakarlar kendileriyle birlikte.
Sevincin en coştuğu yerde dert en çok yerinir,
Bir dokunmada dert sevince döner, sevinç dertlenir.
Madem bu dünya bile yok olacak bir gün
Sevginin bitmesine insan neden üzülsün?
Sevgi mi kaderi kovalar, kader mi sevgiyi?
Kimseler çözemedi bu bilmeceyi.
Düşen büyük adamı en sevdiği unutur,
Yükselen züğürde düşmanları dost olur.
Sevgi talihin peşindedir diyecek insan
Bunca dost görünce büyüklere kul kurban!
Başı darda olan dayanak aramaya görsün,
Sözde dostları düşman kesilir bütün.
Ama ilk düşünceme döneyim yine
İsteklerimiz öyle çoktur ki kendimizle
Bütün kurduklarımız yıkılır gider.
Düşünceler bizim, olaylar bizim değiller. - 1.Perde - Sahne IV
...
Soytarı: Dürüstlük bir köpektir ki, kulübesinden çıkmaması istenir. Halbuki dişi tazı hanım hanımcık geçer ocağın karşısına, kokularını da etrafa saçar.
... - 1.Perde - Sahne IV
...
Soytarı: İyi dinle amca: Sahip olduğun her şeyi gösterme. Bildiğin her şeyi söyleme. Varını yoğunu dağıtma. Ata bin yürüme. Kendin öğren, akıl dağıtma. Kazandığının hepsini kumara yatırma. Ve evinde otur. Bire yirmiden daha çok kazanırsın. Huzura eresin.
Lear: Boyundan büyük laflar ediyorsun!
Soytarı: Tıpkı karnı aç dolaşan bir avukat gibi değil mi? Bana bunun için hiç bir şey verilmedi ki. Hiç bir şeyden hiç bir şey çıkabilir mi amca?
Lear: Hiçten hiç bir şey çıkmaz!...
... - 1.Perde - Sahne V
...
Soytarı: Amca bir insanın aklı topuklarında olsaydı, çatlak olabilidi değil mi?
Lear: Elbette!
Soytarı: Öyleyse sevin ne olur, aklının terlik giymesine ihtiyacın olmayacak.
Lear: Hah hah hah.
... - Aşkların aşkı Romeo ve Juliet, Romeo'nun gözünün önünden bir an bile ayırmak istemediği bir kadına çılgınlar gibi tutulmasıyla başlıyor. Bu kadının adı Rosalind. Romeo, Juliet ile karşılaştığında ise Rosalind'in ömrü bir anda üzerine tıklandığında yok olan bir internet sayfasındakine eşdeğer oluyor. Aşk böyledir demek istiyor Shakespeare. Gelir, geçer. Eğer çok ciddiye alınırsa da öldürür.
- 1.Perde - 1.Sahne
...
Romeo: ...Ey kavgacı sevgili! Sevilen nefret!
Ey ağır hafiflik! Ağırbaşlı uçarlılık!
Ey hiçten yaratılan her şey!
Uyumlu biçimlerin, biçimsiz kargaşası,
Kurşun tüy, parlak duman, soğuk ateş, sayrılı sağlık!
Hep uyanık uyku...
... - 1. Perde - 1. Sahne
Romeo: ... Aşk tanrıcağı Cupid'in oku işlemez ona,
Bakire tanrıça Diana'nın zekasıyla donanmış.
Ve iffetten bir zırh ile korunuyor silahlandırıldığından
Etkilenmiyor aşkın çocukça oklarında,
Yılmıyor sevgi sözleriyle kuşatılmaktan,
Saldırgan gözlerin bakışlarından yok hiç çekinmesi,
Ermişleri baştan çıkarabir kucak altına yumuyor gözlerini
Güzellikte zengin, ama yoksul da sayılır
O ölünce çünkü güzelliğiyle birlikte gidecek varı yoğu.