- Hayal gücü olan bir insanın başı ruhsal bakımdan derde girdiği zaman görünüşte olanla gerçek arasında olan sınır kaybolmaya başlar.
- Galba bir yanım hala yazardı. Ve bir yazar kafasına yaramazlık etmesini öğretmiş olan bir insandır.
- Acı sarhoş bir misafir gibiydi. Her zaman son bir defa kucaklaşmak için geri geliyordu.
- Yaşamda yerimi kaybetmiştim ve onu bulamıyordum. Bu fazla şaşılacak bir şey sayılmazdı. Ne de olsa hayat kaldığımız yeri kaybedip sonradan bulacağımız bir kitap değildi.
- Mizah, neredeyse herzaman makyaj yapmış öfkedir sanırım.
- Belki bazen hayaletler canlıydı. Bedenlerinden ayrılmış düşünceler ve istekler diye niteleyebilirdik onları. Görülmeden dolaşan dürtüler. İd'den yükselen hayaletler. İğrenç yerlerden çıkan hortlaklar.
- Bulutlar çoğu kez başka şeylere benziyorlar. Balıklara, boynuzlu atlara, küheylanlara binmiş insanlara... Ama aslında onlar sadece birer bulutturlar. Ondan sonra dikkatinizi başka şeylere veriyordunuz. Sonraki yemeğe, sonraki acıya, sonraki soluğa, sonraki sayfaya. İşte yolunuza böyle devam ediyordunuz.
- Sen neler göreceksin, ahbap neler! Temmuz sona ermeden öyle şeyler göreceksin ki, keşke haziranda gözlerimi oysaydım diyeceksin!
- Bir insan hayatı boyunca bir bülbül görmeden ölebilir ama bu, bülbüllerin var olmadığı anlamına gelmez, değil mi?
- Ayrıca insanları bir arada tutan sadece sevgi değildi. Sırlar ve bu sırları saklamak için ödenen bedeller vardı.