- Onun yaşadığı yerde yaşamak,
onun gibi yaşamak demek değildi... - Siz sevemezsiniz adaşım, siz şehirde yaşayanlar ve köyde yaşayanlar, siz birisine itaat eden ve birisine emredenler ; siz birisinden korkan ve birisini tehdit edenler... Siz sevemezsiniz...
- İçimdeki ateş herkesin ısınmak için bana sokulmasına kafiydi.Ben de onu üfleyip çoğaltmak, orada bir yangın yapmak ihtiyacını duymuyordum..Lakin ey sevgilim, görüyorum ki bu, kıvılcımlarını senin kalbine sıçratamayacak kadar fersizmiş. Fakat bunu yanardağ yapacak kudret bile bende var. Sana söylediklerini aratmayacak eserleri getireceğim,sevgilim ve o zaman kalbini bana vereceksin..
- Gerçi etrafları tarafından anlaşılmayan,haklarında daima yanlış hükümler verilen insanların zamanla bu yalnızlıklarından bir gurur ve acı bir zevk duymaya başladıklarını biliyordum, fakat hiçbir zaman etrafın bu hareketini haklı bulacaklarını tasavvur edemiyordum.
- hayat; ancak bir kere oynanan bir kumardır, ben onu kaybettim. ikinci defa oynayamam.
- insanlara ne kadar çok muhtaç olursam, onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyor.
- "Berlin'de yalnızsınız değil mi?" dedi.
"Ne gibi?"
"Yani... Yalnız işte..Kimsesiz...Ruhen yalnız...Nasıl söyleyeyim...Öyle bir haliniz var ki...." - İçimde biriken hislerin birdenbire patlayarak beni zerreler halinde dağıtacağından korkuyorum.
- Herkes ne diyecek?... Fakat bu ana kadar herkesten ne gördüm ki...
Bana en yakın olanlar dahil olmak üzere, bu herkes dedikleri şey beni üzmekten,
hayatımı manasız bir hale sokmaktan başka ne yaptı? Bu yaşıma kadar en iyi zamanlarım
tam manasıyla yalnız kalabildiğim günler olmuştu. - "Ne yapiyorsunuz? Niçin ağlıyorsunuz?" diye sordu.
"Görmüyor musunuz, bu geceden bu tabiattan ayrılmak sizi ağlatıyor.
Sakın elinizi gözlerinize götürmeyiniz...Ay altında ağlayan gözlere dokunmaya
hiç kimsenin, hatta sizin bile hakkınız yoktur. Bu gecenin bu kadar harikulade
bir sonu olacağını ben bile tahmin edememiştim.
Yanınıza gelip sizi yakından görmek istiyorum."