- Başkaları onu kıskandığında nasıl başa çıkacağını öğrensin diye kıskançlığına çanak tutacaktım. Kayıtsız şartsız aşkını da kabul edecektim, böyle ileride kayıtsız şartsız aşık olduğunda bastığı toprağı bilecekti.
- Evet, uzaktayken kafamda sadece bir hayalken seni arzuluyorum. Bugün neredeyse bir saat boyunca seninle, vücudunla, bacaklarınla, göğüslerinle dövüştüm ve dövüş enerjimin belki binde birini tüketebildi ancak. Karısını seven ve arzulayan bir erkek olmama rağmen seni arzuluyorum. Seni arzulayan ilk erkek değilim, başka kadınları arzulayan ilk evli erkek de ben değilim. Hepimiz zihnimizde aldatırız, af diler, yine aldatırız. Kollarımda yatarken sana ilişmiyorsam, günahtan korktuğumdan değil bu. Benim böyle bir suç anlayışım yok. Fakat seninle sevişmekten kat be kat önemli bir şey var. İşte bundan dolayı seninle yan yana, yandaki binanın kıvılcımlarıyla aydınlanan bu otel odasını seyrederken içim huzur doluyor.
- Mutlu bir adam olmalıydım aslında: Dünyanın en zor işlerinin birinde gayet başarılıydım; sağlığım yerindeydi; etrafımda güvenebileceğim insanlar vardı; hep sevgi görüyordum. Bir dönem bütün bunlar bana yetiyordu, fakat son iki yıldır hiç bir şey beni tatmin etmiyor sanki. Tatminsizlik duygusundan bir türlü kurtulamıyorsam, Tanrı onu tek bir sebeple göndermiş olabilirdi: Her şeyi değiştirmek, ileri doğru yürümek lazımdı. Teorik olarak her kayıpta bir hayır vardır; pratikte ise kayıplar insana, Tanrı?nın varlığını sorgulatır ve kafada bir soru doğurur. Bunu hak ettim mi.
- Tanrı gönül gözümüzü ancak bir şeylerin değişmesini arzu ettiği anda açar.
- Kendimize hep aynı soruları sorup duracağız. Kalbimiz niye var olduğumuzu bilir ve ancak tevazu sahibi olabilenler bunu kabul edebilecektir. Geleneğin dediğine bakılırsa her birimizin varoluşunu ölmeden birkaç saniye önce anlarmışız, Cehennem ya da Cennet işte o an doğarmış. Cehennem, o kısacık anda geriye bakıp hayat denen mucizeye anlam katma fırsatını kaçırmış olduğumuzu anlamakmış. Cennet ise o an ?Hatalarım oldu, fakat hiç korkaklık etmedim. Hayatımı yaşadım, ne yapmam gerekiyorsa yaptım,? diyebilmekmiş.
- Cesaret korku ve hayranlık uyandırır, irade gücüyse sabır ve azim demektir. İradeleri çok güçlü olan kadınlar ve erkekler genellikle yalnızdırlar, çünkü dışarıdan soğuk görünürler.
- Işık sadece yabancıya vurur. ?Kimse kendi toprağında peygamber olmaz.? Kimse yanı başındaki güzelliğin hakkını vermez, uzaktan gelen hep kıymete biner. Biz bir şeyi arıyorsak, o şey de bizi arıyor demektir.
- Hayatta ne konuda olursa olsun başarının yolu tekrardan ve çalışmaktan geçer. İnsan tekrar tekrar alıştırma yaptıkça bir işin tekniğini içselleştirmiş olur.
- Bir kere olan bir daha asla tekrarlamaz. Amma ve lâkin iki kere olan mutlaka üçüncü defa da olacaktır.
- Kim ne olursa olsun, yeryüzünde her insan, her zaman, dünya tarihinde başrolü oynar. Ve doğal olarak o bilmez bunu.