- Avrupa uluslarının ulusal orduları yoktur.Onların paralı askerlerden oluşan orduları vardır.Bunlar kapitalistleri on saat maden ocağına ya da dokuma tezgahına mahkum etmek isteye halkın öfkesine karşı korur.Dolayısıyle kemer sıkan işçi sınıfı aşırı tüketime mahkum burjuvazinin göbeğini iyice şişirmiştir.
- İşçi sınıfı, kendisine egemen olan ve doğasını değersizleştiren ahlaksızlığı yüreğinden söküp atarak, korkunç gücüyle ayağa kalkarsa, kapitalist sömürü hakkından başka bir şey olmayan İnsan Hakları'nı talep etmek için değil, sefalet hakkından başka bir şey olmayan Çalışma Hakkı'nı talep etmek için değil, ama günde üç saatten fazla çalışmaktan herkesi men eden tunçtan bir yasa oluşturmak için ayağa kalkarsa, işte o zaman yeryüzü, bu yaşlı dünya, sevinçten ürpererek, içinde yeni bir evrenin sıçradığını hisseder... Fakat, kapitalist ahlakın çürüttüğü bir proletaryadan böyle mertçe bir kararlılık nasıl istenebilir?
- Çağımız için çalışma yüzyılı diyorlar; ama aslında bu acının, sefaletin ve çürümenin çağıdır. (sf. 18)
- Kapitalist uygarlığın hakim olduğu ulusların işçi sınıflarını garip bir çılgınlık sarmıştır. Bu çılgınlık iki yüzyıldan beri, zavallı insanlığı inleten bireysel ve toplumsal sefaletlere yol açmaktadır. Bu çılgınlık çalışma aşkı ve tutkusudur; bireyin de ailesinin de yaşam gücünü tüketecek ölçüde çalışma... (sf. 9)
- Geçmiş yüzyılların feodal tozunu dumanını ve sefaletini eşeleyip, şimdiki zamanların tadına acınası bir şükür duymamızı istiyorlar.
- İnsanseverler, miskinlik ederek zenginleşmek için yoksullara iş verenleri insanlığın velinimeti diye alkışlıyorlar.
- Yoksul uluslar halkın rahat ettiği uluslardır; zengin uluslarda ise halk genelde yoksuldur.
- İktisatçıların sahte sözlerine kulak kabartan proleterler, bedenleri ve ruhlarıyla çalışmanın ahlaksızlığına teslim olduklarından, toplumsal organizmayı sarsan sanayinin bu aşırı üretim krizlerine bütün toplumu sürüklüyorlar. Bu durumda, metalar bollaşıp alıcı kıtlaştıkça atölyeler kapanır ve açlık, işçi sınıfını binlerce kayışlı kırbacıyla döver.
- Avrupalı ulusların ulusal orduları yoktur. Onların paralı askerlerden oluşan orduları vardır. Bunlar kapitalistleri on saat maden ocağına ya da dokuma tezgahına mahkum etmek istenen halkın öfkesine karşı korur.
- İnsanlığın ilk çağlarının, üretimlerinin niteliğine bağlı olarak, taş çağı, tunç çağı adını alması gibi, bizim çağımız da sahtakarlık çağı diye adlandırılacaktır.