- "Onlar, onlar kurtulabilseydi eğer Üstelik can verildi bunun için Parçalanıp düşüldü, Sözleşildi, koşuldu, çırpınıldı... Ne mahpusluk, ne ayrılık incitir içi Dayanılmaz olurdu Ne susuşlar, ne keder bölebilirdi derinliği"
- Yusuf' un gözüpekliği garip bir şekilde köpeği ürkütmüştü.
- Yavrularını yiyen dişi kediler gibi, gençliğin kanını içerek, fosilleşip köhneleşmiş gövdelerine zindelik kazandırabileceklerini, yabancı efendileriyle, onların işbirlikçisi sermaye çevrelerine yaranacaklarını umanların kahpece çabalarına rağmen inanmak istemiyorduk.
- Ve içlerinden bazıları düşünmeye başlar. Düşünür ve düşündükçe yiğitlenir, korkusuzlanır, bilinçlenir. Eğilir halkın acılarına. Umut verir. Halkın umudu bir nehre benzer.
- En iyi lider en iyi militan olandır.
- Beş kişi ölümle yüz yüze getirilmeyi bekliyordu. Üçünün durdurulacaktı yüreği. İkisi avukattı; durdurup yüreklerini darağacında üç kişiyi seyredeceklerdi.
- "...Serbest olan tek şey soluk almaktı. Oksijeni azaltılmış bir akvaryumdaki balıklar gibi o da..."
- "Ankara'da üç dal fidan; ellerinde bıçkılarla gelenlerin ayak seslerini dinliyor."
- Dışarıda aynı gün, aynı dünya, aynı insanlar. Ve ilk kez o gün anladım, bir odanın, bir evin, bir sokağın, bir şehrin bir insana düşmanca bir acı verebileceğini...
- Mayıs'ın 6'sıydı.Şafak sökmeden,gerilemeden karanlık,gün yükselmeden,darağacına çıkacaktı Deniz,Hüseyin,Yusuf.Görevliler doldurmuştu her yanı.Sanki bir şeylerden bir şeyleri kaçırıyorlardı.Telaş içindeydiler.