Selim , ordusu ile İstanbul'dan çıktı, ordusunun yorulduğunu ve akşamın karanlığının çöktüğünü gördüğünde Gebze'de ilk molayı verdi. Ordunun geçtiği yollar bağlık bahçelikti. Asmalar salkım salkım olgun üzümlerle, ağaçlar kırmızı elmalarla doluydu.Yavuz Selim , 'Acaba askerim, sahibinden izinsiz üzüm ve elma koparıp yer mi?' diye kendi kendine düşüncelere daldı. Bir müddet bu düşüncelerle tereddüt içinde kaldıktan sonra yeniçeri ağasını huzuruna çağırdı ve ' Ağa! Fermanımızdır. Bütün yeniçeri, sipahi ve azap askerinin heybeleri yoklansın. Heybesinden bir elma ve üzüm salkımı çıkan asker, derhal huzurumuza getirilsin!' dedi. Yeniçeri ağası, 'Ferman sultanımındır,' diyerek ayrıldı. Yeniçeri ağası, saatlerce heybeleri araştırdıktan sonra, Sultan Selim'e geldi, 'Hünkarım! Askerin heybelerini araştırdık, asmaları ve elma ağaçlarını inceledik. Heybelerde üzüm veya elma bulamadık. Asma ve ağaçlarda da koparılma izlerine rastlamadık,'dedi.Bu habere Sultan Selim çok sevindi, hemen olduğu yerde şükür secdesi yaptı. Sonra ellerini açtı, 'Allah'ım sana sonsuz hamd-ü senalar ederim. Bana haram yemeyen bir ordu ihsan eyledin. Eğer askerlerim içinde bir tek kimse, sahibinden izinsiz bir elma koparıp yese idi, Mısır Seferi'nden vazgeçerdim,' dedi.