Su, nasıl içine konduğu kabın şeklini alıyorsa, insan da kafasının içindeki eğitime göre hareket eder.

Dünyayı değiştiren güç zorunlu öğretme değil, gönüllü öğrenmedir.

Bilginin kapıları herkese açıktır ve ödenecek en önemli ücret birazcık ilgidir.

Hiçbirimiz olduğumuz gibi kalmak zorunda değiliz, mevcut halimize katlanmak zorunda değiliz, öğrenerek kendimizi ve hayatımızı istediğimiz şekle sokabiliriz. Bilgiyle kendimizi yeniden biçimlendirebiliriz.

Biz okullarda okumayı öğreniyoruz, öğrenmeyi değil.

Bilgi hakkında bilgi sahibi olmak, kafamızın nasıl çalıştığı üzerine kafa yormaktır.

Önemli bir nokta da, sindirilmiş öğrenme ile ezberlenmiş bilginin farkıdır. İngilizcede bu fark "information" ve "knowledge" kavramlarıyla ayrılır. "Information" bilgi demektir ama "knowledge" içselleştirilmiş bilgi demektir. Yani, sindirilmiş, öğrenenle bütünleşmiş bilgi. "Information" insanı bilgili yapar, bilge olmak için de "knowledge" gerekir.

Başarı, bir entelektüel tartışma değildir, disiplini eylemler dizisiyle sonuca gitmektir.

Bilinç, üniversite gibidir, başvuranları sınavla eleyerek alır. Bilinçaltı Mevlana?nın dergahına benzer, ?Ne olursan ol yine de gel? anlayışındadır!

Ne istiyorsanız onu değil, ne yapıyorsanız onu olursunuz. Hayatı hayaller tasarlar ama eylemler şekillendirir.