- Einstein der ki: "Başarılı bir insan olmaya çalışmayın, değerli bir insan olmaya çalışın. Başarılı bir insan hayattan verdiğinden fazlasını alır, değerli insan ise, hayattan aldığından fazlasını verir.
- Birinci işimiz, işimizi iyi yapmak. İkinci işimiz, işimizi nasıl daha iyi yapabileceğimize sürekli kafa yormak.
- İnşaat şirketi STFA'nın kurucularının deyişiyle,"döktüğünüz beton toprağın altında kalsa bile, güzel olmalı!"
- İşini iyi yapmak, maaşınızın karşılığı değil, karakterinizin yansımasıdır. İşini iyi yapmanın en büyük ödülü, işini iyi yapmış olduğunu bilmektir.
- Çaresizlik öğrenilmiştir.Başarılı olmak da öğrenilebilir.Sende sandığından fazlası var!Gelebileceğin en iyi yerde değilsin.Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır.Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur.Rüzgarı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren!Seyirci koltuğundan sıkıldıysan, sahneye çık.Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var.Her şey seninle başlar!Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın.Hayatta ya tozu dumana katarsın,Ya da tozu dumanı yutarsın.Seçim senin!
- Hayatımız biraz seçimlerimizin sonucu, birazda bizimle ilgili yapılan seçimlerin. İstekler ile mecburiyetlerin, hayaller ile gerçeklerin çatışmasından kendimize güzel bir hayat hikayesi çıkarmaya çalışıyoruz. Hayattan istediklerimizi almak için sahip olduğumuz en güçlü aygıt ise ''başarı''.
- "beyninizi doğru besleyin : aklın üçte biri boğazdan gelir. insan beyninin geliştirilmesinde üç temel boyut vardır : 1-çevre 2-zihinsel aktiviteler 3- beslenme"
- Roketler nasıl ateşleme kapsülleriyle yer çekimine karşı koyabiliyorsa, insanlar da başarı gerekçeleri üzerinde yükselir.
- Amerikan dolarının üzerinde bir kartal resmi vardır. Bu kartal hız, çeviklik ve özgürlüğü ifade eder. Kartalın bir kanadında zeytin dalı, diğerinde ok bulunur. Bunun anlamı, "Barışı severiz ama gerektiğinde savaşırız!"dır. Gariptir ama hayatta barış içinde yaşamak için bile, savaşı kazanacak kadar güçlü olmak gerekir!
- Hıncal Uluç köşesinde yazmıştı : "Wimbledon'un ilk zenci şampiyonu efsanevi tenisçi Arthur Ashe, kan naklinden kaptığı AIDS'ten ölüm döşeğindeydi. Hayranlarından biri sordu:" Tanrı böylesi kötü bir hastalık için neden seni seçti?" Arthur Ashe cevap verdi: "Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar, 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir, 500 bini profesyonel tenisçi olur, 50 bini yarışmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50'si Wimbledon'a kadar gelir, 4'ü yarı finale, 2'si finale kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı'ya 'Neden ben?' diye hiç sormadım. Şimdi sancı çekerken. Tanrı'ya nasıl 'Niye ben?' derim? Mutluluk insanı tatlı yapar. Başarı ışıltılı. Zorluklar ise güçlü. Hüzün insanı insan yapar, yenilgi mütevazi. Tanrı'ya asla 'Neden ben?' diye sormayın. Ne olacaksa olur."