- Onlar sizi soymadan önce siz onları soymalısınız, ticaret dediğiniz budur, işte o kadar! 192
- İnsanın geçmişinde artık kımıldamayan ne de çok nesne, ne de çok kişi var öyle, ürkütücü. Zamanın mahzenlerinde yitirilmiş canlılar ölülerle birlikte o kadar uyumlu uyuyorlar ki daha şimdiden aynı gölge örtüyor gibi onları. 196
- Anıları ortaya çıkmaya zorlamak için korkularla alevler gibisi yoktur. 203
- Bu dünyada hiçbir hoşgörü uzun ömürlü olmuyor. 216
- Yoksulun estetik işkencesinin hiç mi sonu yoktur? Açlığından mı inatçıdır? 225
- İşin daha kötüsü bir önceki gün ve zaten fazlasıyla uzun süredir yaptıklarınızın aynısını ertesi yapacak gücü nereden bulacağınızı bilememektir, bu ahmakça girişimler için, bu asla bir sonuca ulaşmayan binbir tasarı için, yıkıcı zorunluluklardan kurtulma denemeleri için, her seferinde çuvallayan o denemeler için gerekli gücü nereden bulacağınızı, aldı ki bunların hepsi de yalnızca kaderin karşı konulmaz olduğuna, duvarın dibine düşmek gerektiğine kendinizi bir kez daha ikna etmenize yarayacaktır, her akşam her seferinde daha eğreti, daha galiz olan bu ertesi günün kabusunu yaşayarak. Belki yaş da, o hain de ekleniyordur bunlara ve bizi beterin beteriyle tehdit ediyordur. Yaşamı dans ettirecek kadar müziğimiz kalmamıştır içimizde, işte bu. Tüm gençlik daha şimdiden dünyanın öbür ucunda gerçeğin sessizliğinde ölüvermiştir. Peki dışarıda nereye gidilebilirdi ki, soruyorum size, içinizdeki yeterli miktarda çılgınlık kalmamışsa? Gerçek bitmek bilmeyen bir can çekişmedir. Bu dünyanın gerçeği ölümdür. Secim yapmak gerek, ya da yalan söylemek. Bense asla kendimi öldüremedim. 228
- Güçlü bir iç yaşam kendi kendine yeterlidir ve yirmi yıllık buzulları bile eritecek güçtedir. 230
- Doğamız gereği, o kadar kofuzdur ki, bizi gerçekten ölmekten alıkoyan tek şey eğlencedir. 232
- Tembellik neredeyse yaşam kadar güçlüdür. 242
- "bazen kimilerinin kullanmış oldukları sözcükleri ve bizzat o kişileri yeniden yakalayabilmek mümkün olsa keşke diyesi geliyor insanın, bize tam olarak ne demek istemiş olduklarını sormak için... ama giden gitmiş. o zamanlar onları anlayacak kadar eğitimli değilmişiz. oysa merak ediyor insan, hani olur ya, şimdi fikir değiştirmişler midir acep diye? ama artık iş işten geçmiş. bitmiş kimse onlar hakkında hiçbir şey bilmiyor artık. bu durumda gecenin içindeki yolculuğunuzu tek başınıza sürdürmekten başka çare de kalmıyor. gerçek yol arkadaşlarımızı yitirmişiz. üstelik henüz iş işten geçmeden, doğru soruyu, esas soruyu da sormamışız onlara. onların yanındayken bilememişiz. yitik insan. zaten her zaman geç kalmaz mıyız? bütün bunlar artık beş para etmeyen son pişmanlıklardır .."