- ''Chris bildik yollardan ilerlemek,sistem dahilinde çalışmak ve sırasını beklemek fikrinden hiç hoşlanmıyordu''
- ''...haksızlıkları çok ciddiye alıyordu.''
- ''Aşk yerine,para yerine,şan şöhret yerine,bana gerçeği verin.Güzel yiyeceklerle şarabın bol olduğu,dalkavuklarla dolu bir masaya oturdum fakat içtenlik ve gerçeklerden yoksundu bu masa.Hiç de samimi olmayan bu ortamdan aç kalktım.Konukseverlikleri buzlar kadar soğuktu.''(Henry David Throreau-WALDEN kitabından)
- ''Çocuklar masumdur ve adalet isterler oysa çoğumuz kötüyüz ve doğal olarak adalet değil,merhamet bekliyoruz.''(G.K.CHESTERTON)
- ''Chris olaylara çok daha katı bakan bir çocuktu.Hem kendini hem de çevresindeki insanları aşırı sert ve ulaşılması imkansız ahlaki kriterlerle yargılıyordu.''
- ''Chris kafasına taktığı şeyleri uzun uzadıya düşünen bir çocuktu,''diyor Carine
- ''Chris,babasının yıllar öce genç bir adamken yaptığı hataları asla bağışlayamadığı gibi,bütün bunları saklamaya çalışmasını daha da affedilmez bir tavır olarak değerlendirdi.''
- ''Tüm kalbimle şunu kabul ediyorum ki en iyi yönetim,en az yönetendir.''
- ''...Muir ve Thoreau'nun aksine McCandless esas olarak doğa ya da genel anlamda dünya üzerine düşünmekten ziyade,kendi ruhunun derinliklerini keşfetmek amacıyla yaban topraklara girmişti.''