- Anlamıştı ki aşk, geniş, inkar edilemez bir iyilik ve doğruluk kaynağı olduğu kadar, aşırılık ya da yanlış anlama halinde çirkinliklerin, sahteliklerin de kaynağıdır.
- İnsan bazen eskiden yaşadığı şeyleri tekrar yaşıyormuş gibi olur. İçinde bulunduğu an bir rüya ya da yaşanılıp da unutulmuş bir hal gibidir ama aynı insanlar sanki yine çevresine oturmuşlardır; onları tanır ve evvelce duymuş olduğu sözlerini tekrar duyar. Hayal gücü, eski sahneyi aynen canlandıramaz, hafıza geçmişi bulup çıkaramaz ve insan şaşırıp kalır.
- "Toplum! Senin beni bu adamların içine götürmen, onlardan iyice nefret etmem için herhalde"
- Sağlığı yerinde bir memurun bir deprem falan olmadıkça işe gelmemezlik edemeyeceğini gördüğü zaman Oblomov'un fena halde canı sıkıldı. Aksi gibi Petersburg'da da hiç deprem olduğu yoktu. Sel de bir özür sayılabilirdi, ama o da kırk yılda bir olurdu. Oblomov dosyalarda 'acele', 'çok acele' kayıtlarını görünce, amirlerinden şunu yap, bunu yap, bilgi topla, rapor yaz emirlerini almaya başlayınca, rapor adı altında cilt cilt defterler tutunca, büsbütün afalladı. En kötüsü, her şeyin çabuk çabuk yapılması, herkesin telaş içinde, durup dinlenmeden öteye beriye gidip gelmesiydi. Bir iş biter bitmez bir başkasına sarılıyorlar, o da bitince, hiçbir şey yapmamış gibi bir üçüncüsüne başlıyorlardı. İşler bitip tükenmek bilmiyordu! İki defa onu gece yataktan kaldırmışlar, rapor yazdırmışlar, çok defa bir arkadaşının evinden çağırtmışlardı. Bütün bu gürültü patırtı onu ürkütmüş, canından bezdirmişti. Umutsuzluk içinde, 'Ne zaman yaşayacağım ben?' deyip duruyordu.
- İlya İlyiç'in kafası bir kitaplıktı; ama ayrı ayrı ve hiçbiri tam olmayan ciltlerle dolu bir kitaplık.
- Aşk bir ruh kangreni; o kadar çabuk ilerliyor ki.Daha şimdiden ne haldeyim.Zamanı saatlerle,dakikalarla değil,güneşin doğup batmasıyla değil,sizinle ölçüyorum:''Onu gördüm,görmedim,göreceğim,görmeyeceğim,gelecek,gelmeyecek...''
- Anlamıştı ki aşk geniş,inkar edilmez bir iyilik ve doğruluk kaynağı olduğu kadar,aşırılık ya da yanlış anlama halinde çirkinliklerin,sahteliklerin de kaynağıdır.
- Beni rahat bırak, dedi. Sana beni uyandır demiştim, şimdi emri geri alıyorum. İşittin mi? Canım ne zaman isterse o zaman uyanırım.
- Hayatın çiçekleri döküldü, sadece dikenleri kaldı.
- Istırabına sabırla katlanırdı, çünkü sebebini başkalarında değil, kendinde arardı. Sevinçleri de yoldan çiçek toplar gibi koparır ve daha solmadan atardı; böylece her zevkin dibindeki acı tortuyu tatmazdı.