"İnsan yüreği sevgi tepelerine tırmanırken arada bir dinlenmek fırsatı bulursa da kin duygularının dik yokuşunda pek mola vermez."

''Yeni eğitim çocuklara çok zararlı.'' dedi kont. ''Kafalarını tıka basa matematikle dolduruyoruz. Bilim, bilim diye öldürüyoruz, zamanından önce yıpratıyoruz onları. Burada dinlenmelisiniz. Üzerinize yuvarlanan düşünce çığı altında ezilmişsiniz. Ulusal eğitim, dinsel kurumlara bırakılıp da bu hastalık önlenmezse, herkese birden sunulan bu eğitim ve öğretim, kim bilir bize nasıl bir çağ hazırlayacak?''

O müthiş öpüşle, bize karşılıklı utanç veren bir tür gizle birbirimize bağlanmıştık.

Akıl gibi, aşkın da sezgileri vardır, bulanık bir biçimde sertliğin, asık suratın, düşmanlığın, umutlarımı suya düşeceğini bu yüzdende duygularıma hakim olmam gerektiğini görüyordum.

Hayat gibi aşkın da bir ergenlik çağı vardır. o çağ boyunca kendi kendine yeterlidir.Tutkunun gizli kargaşasıyla umut içinde olan ama hiç kimsenin, aşk hakkında hiçbir şey bilmeyen onun bile anlayamayacağı bazı acemice yanıtlar verdim konuşmalarımızda. Geri kalan zaman bir rüya gibi geçti.

"Acılar sonsuz oluyor, sevinçlerin ise bir sınırı var..."

"Benim sevgim kimsenin sevgisine benzemez inanın; çünkü hem iradenin dışındadır, hem de iradeyi yüklenen bir sevgidir."

"Biz insanlar, sırlarımızı kendimize saklar, en yakınımızla bile paylaşmamayı prensip sayar, kendimizle övünürüz, ama zaman olur yeni tanıdığımız birine tüm sırlarımızı açmaktan hiç çekinmeyiz.."

?Kalp kendisini besleyen besinden yoksun kalınca kendi kendini yemeye başlar, öyle bir bitkinlik duyar ki, ölüm değilse de, ölümden önce gelen şeydir.?

-Evet, yaşamak, dedi. Yalandan değil, gerçekten yaşamak...